Konular

31 Ağustos 2010 Salı

INCOTERMS Nedir?

Merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Ticaret Odası (ICC), uluslararası ticaret hareketlerinde anlaşmazlıkları, uyuşmazlıkları ve hukuksal ihtilâfları ortadan kaldırmak ve böylece alıcı ile satıcının gereksiz yere para ve zaman kaybını önlemek amacıyla, alım-satım işlemlerine bazı kurallar getirmiş ve bu düzenlemeleri ilk kez 1936’da "INCOTERMS" adıyla yürürlüğe koymuştur.

Son olarak 2000 yılında INCOTERMS değişikliğe uğramıştır.

Herhangi bir vesaik çeşidinde (örneğin ticarî faturada) teslim belirtileceği zaman, ilgili teslim şeklinin kod harflerle ve yanına da ihracatçının teslimi gerçekleştirip sorumluluğunun bittiği yerin isim yazılır. Bu yer ismi, şehir, liman, vb. olabilir. Örneğin, EXWORK/Konya, CPT Lyon, DDP Boston, DEQ Nantes, FOB İzmir/Balçova, FAS İstanbul/Halkalı, ECA İskenderun, CF Bordeaus, CIF Barcelona, DES Liverpool, DDU Balmonte, vb.

Incotermsler uluslararası ticarette kullanılan, evrensel olarak standardize edilmiş sözleşme terimleridir. Değişimi yapılan malların fiyatı bu terimlerin müzakeresine dayanan bir sözleşmede belirtilir. Temelde, müzakereye konu olan terimler, ürünün taşınmasının hangi kısmını hangi tarafın ödeyeceğini gösterir. Bu terimlerin sözleşmede kullanımı zorunlu değildir. Ancak bu terimlerin (klozların) kullanılması, sözleşmenin dayandırılacağı hukukî zemin açısından son derece sağlıklıdır. Bu nedenle, uluslararası ticarete katılan taraflar en azından bu terimlerin bir örneğini referans için bulundurmalıdır. Dört ayrı kategoride toplanmış ve herbiri üç harf kısaltması ile belirtilen 13 adet kloz vardır:

"E" Grubu Terimleri
EXW (Ex-Works): Ticarî İşletmede Teslim. Malların alıcıya, satıcının (genel anlamda ihracatçı) bizzat kendi kuruluşunda sunması ile ilgili uygulamalardır.

Bu terim, alıcının ilgili malı satıcının adresinden gelip alması usulünü düzenlemiş olmakla birlikte, gerek Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkında Kanun ve gerekse bu Kanuna istinaden çıkarılmış bulunan 32 sayılı karar hükümleri dikkate alınmak durumundadır.

"F" Grubu Terimleri
FCA (Free Carrier): Taşıyıcıya teslim. "Taşıyıcıya Teslim’’ terimi , malların gümrük çıkış işlemleri tamamlanmış olarak alıcı tarafından belirtilen taşıyıcıya, onun tarafından belirtilen yerde teslim edilmesiyle birlikte, satıcının mal teslim yükümlülüğünün de yerine getirilmiş olması anlamına gelir. Eğer alıcı tarafından teslim için belirli bir nokta belirtilmemişse, bu durumda satıcı, daha önce sınırları belirlenmiş bir alan içinde veya yerde malları taşıyıcıya devredeceği noktayı kendisi seçebilir. Mevcut ticarî uygulama uyarınca, taşıyıcı ile taşıma sözleşmesinin yapılabilmesinde satıcının yardımı gerekiyorsa (örneğin demiryolu ve havayolu taşımacılığında oldugu gibi), satıcı böyle bir durumda risk ve masrafları alıcıya ait olmak üzere kendisi harekete geçebilir.

Bu terim, çok vasıtalı olanlar da dahil, herhangi bir taşıma işlemi için kullanılabilir.

"Taşıyıcı’’, bir taşıma sözleşmesi çerçevesinde malların demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu, nehir ya da bunların bazılarının birarada kullanılmasıyla taşınması işlemini bizzat üzerine alan ya
da bunu sağlama taahhüdünde bulunan herhangi bir şahsı tanımlar.

Eğer alıcı yükü belirli bir şahsa , örneğin kendisi bizzat taşıyıcı olmayan ancak taşıma hizmetleri sağlayan birine teslim etmesi yönünde satıcıya bir talimatta bulmuşsa, mallar bu şahsın eline geçtiği andan itibaren satıcı mal teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılır.

"Taşıma Terminali’’, herhangi bir demiryolu ya da yük istasyonu, bir konteyner terminali ya da parkı, çok amaçlı bir yük terminali ya da bunlara benzer başka herhangi bir teslim alış noktası olabilir.

"Konteyner’’, terimi, yükün ünitize edildiği her türlü aracı tanımlamakta kullanılır. Örneğin her türden konteyner ve/veya yük vagonu, treyler, swap, ro-ro aracı, iglo bu terimin kapsamına girer ve her tür taşıma biçimi için geçerlidir.
FOB terimine benzese de ondan temel farkı, FOB’da teslim noktası sadece gemi iken, FCA’da bunun herhangi bir taşıma aracının kasası (TIR veya vagon) olabilmesidir. Çoklu taşımacılık yapılıyorsa, ilk taşıma aracı belirleyici olacaktır.

FAS (Free Alongside Ship): Gemi bordasında teslim. "Geminin Bordasında Teslim’’ terimi, belirlenen yükleme limanında malların gemi doğrultusunda rıhtıma ya da mavnaya yerleştirilmesiyle satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirildiği anlamına gelir. Bu durumda, bu andan itibaren mallarla ilişkin herhangi bir kayıp ya da hasarın bütün masraf ve riskleri alıcıya aittir.

FAS terimi, malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından tamamlanmasını öngörür. (Bu yükümlülük,1990 versiyonunda alıcıya aitti.)

FOB (Free on Board): Güvertede Teslim. "Gemide masrafsız" olarak da adlandırılan bu kloz, belirtilen yükleme limanında malların küpeşteyi aşıp güverteye inmesiyle satıcının (ihracatçının) mükellefiyetinin sona erdiği anlamına gelir. Bu demektir ki, bu noktadan itibaren alıcı (ithalatçı) mallara ilişkin bütün masrafları, zayi ve hasarı üstlenmek durumundadır. FOB terimi, satıcının ihracat için gümrüklemeyi yapmasını gerektirir. Hemen belirtilmelidir ki bu kloz sadece deniz (ve içsu yolu) taşımacılığnda kullanılır.

"C" Grubu Terimleri
CFR (Cost and Freight): Mal bedeli ve navlun. "Mal Bedeli ve Navlun", işleme konu olan malların belirtilen varış yerine kadar taşınması için gerekli olan masrafları ve navlun bedelini satıcının ödemesi anlamına gelir. Ancak, mallara ilişkin kayıp ve hasar riski ile birlikte, malların gemi bordasına aktarılmasından itibaren meydana gelebilecek olaylardan kaynaklanan bütün ek masraflar, mallar yükleme limanında gemi bordasına geçtiği andan itibaren satıcıdan alıcıya devrolur.

CFR terimi, malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür.

Bu terim yalnızca deniz ya da nehir taşımacılığında kullanılabilir. Eğer taşıma işleminde, örneğin roll-on/roll-off ya da konteyner trafiğinde olduğu gibi "gemi bordası"nın herhangi bir pratik anlamı kalmamışsa, bu durumda CPT teriminin kullanılması daha uygun olacaktır.

CIF (Cost, Insurance, Freight): Mal bedeli, sigorta, navlun. " Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun " teriminde, satıcı, CFR teriminde olan yükümlülükleri aynen üstlenmekte, ancak bunlara ek olarak taşıma sırasında malların kayıp ve hasar riskine karşı deniz sigortası sağlama yükümlülüğünü de almaktadır. Burada sigorta sözleşmesini akdetmek ve sigorta primini ödemek, satıcıya düşmektedir.

Alıcının dikkate alması gereken husus, CIF teriminde satıcıdan yalnızca asgari düzeyde bir sigorta kapsamı sağlanmasının beklendiğidir.

CIF terimi, malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür.

Bu terim, yalnızca deniz ya da nehir taşımacılığında kullanılabilir.

CPT (Carriage Paid To): Taşıma ücreti ödenmiş olarak teslim. "Taşıma ücreti ödenmiş olarak..." terimi, malların belirlenen varış yerine taşınmasında navlunun satıcı tarafından ödendiğini anlatır. Malların taşıyıcıya aktarılmasından sonra mallarla ilgili kayıp ve hasar riski, ayrıca bu teslim işleminden sonra meydana gelebilecek olayların yarattığı bütün ek masraflar satıcıdan alıcının üzerine geçer.

"Taşıyıcı ", bir taşıma sözleşmesi çerçevesinde malların demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu, nehir ya da bunlardan bazılarının birarada kullanılmasıyla taşınması işlemini bizzat üzerine alan ya da bunu sağlama taahhüdünde bulunan herhangi bir şahsı tanımlar.

Eğer malların belirlenen varış yerine ulaştırılması için birbiri ardına taşıyıcılar kullanılıyorsa, malların bunlardan ilk taşıyıcıya aktarılmasıyla birlikte risk de devredilmiş olur. CPT terimi, malların gümrük çıkış işlemlerinin satıcı tarafından tamamlanmasını öngörür.

CIP (Carriage and Insurance Paid To): Taşıma ücreti ve sigorta bedeli ödenmiş olarak teslim. "Taşıma ve Sigorta Bedeli Ödenmiş Olarak Teslim" terimi, satıcının, CPT terimi ile aynı yükümlülükleri taşıdığı, ancak bunlara ek olarak, malların taşınması sırasında kayıp ve hasar riskine karşı alıcıya yük sigortası sağlama zorunda olduğu durumu anlatır. Satıcı, sigorta sözleşmesini akdeder ve sigorta primini öder.

Alıcının dikkate alması gereken husus, CIP teriminde satıcıdan yalnızca asgari düzeyde bir sigorta kapsamı sağlanmasının beklendiğidir.

CIP terimi, malların ihraç çıkış işlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür. Bu terim, çok vasıtalı olanlar da dahil, her tür taşıma biçiminde kullanabilir.

"D" Grubu Terimleri
DAF (Delivered at Frontier):
Sınırda Teslim. "Sınırda Teslim" terimi, malların, gümrük çıkış işlemleri tamamlanmış olarak sınırda, ancak, bitişik ülkenin gümrük sınırından önceki, belirlenen yerde ve noktada teslime hazır hale getirilmesiyle satıcının yükümlülüklerinin sona ermesi anlamına gelir. Burada "sınır" terimi, ihracatın yapıldığı ülkeninki dahil her tür sınırı tanımlamak üzere kullanabilir. Dolayısıyla, sözü edilen "sınır"ın terim içinde atıfta bulunulan yerini ve noktasını mutlaka isim olarak belirterek kesinleştirmek çok büyük önem taşımaktadır. Aslında bu terim özellikle demiryolu ve karayolu taşımacılığı açısından düşünülmüşse de, herhangi bir taşıma biçiminde kullanabilir.

DES (Delivered Ex-Ship): Gemide Teslim. Bu terimde, gümrükleme başta olmak üzere işlemlerin gerçekleştirilmesi ve mal varış limanına ulaşıncaya kadar navlun ve diğer masrafların karşılanmasını üstlenen satıcı, mal belirlenen varış limanında ve güvertede ithalatçıya teslim edildiği anda mükellefiyetini sonlandırır. Teslimattan sonra ithalat gümrüğüne ilişkin işlemler başta olmak üzere kalan tüm masraflar ve riskler ithalatçıya geçer.

Sadece deniz ve su yolu taşımacılığında kullanılabilir.

DEQ (Delivered Ex-Quay): Rıhtımda Teslim. Bu terimde satıcı, bir önceki terim olan DES klozundaki yükümlülüklere ek olarak, en azından malı geminin güvertesinden rıhtıma (ya da mavnalara) indirmek ve bunlara ilişkin masrafları karşılamakla sorumludur. Yani mal gemiden indirilene kadar (indirme işlemi / elleçleme [handling] dahil) bütün masraf ve hasarlar satıcıya yani ihracatçıya aittir.

Gümrükleme, gümrük vergisi, resim ve harçlar, ithalatçıya yani alıcıya aittir (bu husus sözleşme ile farklı biçimde de düzenlenebilir) ;

DEQ duty paid : Sözleşmede bu tabir geçiyorsa gümrük giriş işlemleri ve gümrük vergisinin satıcının mükellefiyetinde olduğu anlaşılır.

DEQ duties on buyers account : Eğer bu tabir geçiyorsa gümrük giriş işlemleri ve gümrük vergisinin alıcının mükellefiyetinde olduğu anlaşılır.
Bu kloz sadece deniz ve su yolu taşımacılığında kullanılabilir.

DDU (Delivered Duty Unpaid): Gümrük Resmi Ödenmemiş Olarak Teslim. Uygulamada karayolu taşımalarında ve çoklu taşımalarda kullanılan bu kloz, gümrük vergisinin ödenmesi hariç, diğer tüm yükümlülüklerin ihracatçıya ait olmasını ifade eder.

Bu terim kullanıldığında, gümrük vergileri ve KDV hariç tüm yükümlülüğün ihracatçının üzerinde olduğu anlaşılır.

DDP (Delivered Duty Paid) :
Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim. "Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim" terimi, malların ithalatçı ülkede belirlenen yerde hazır bulundurulmasıyla, satıcının teslim yükümlülüğünün de yerine getirilmiş olacağını anlatır. Burada satıcı, malların gümrük giriş işlemleri tamamlanmış olarak tesliminde, gümrük resmi dahil olmak üzere, vergiler
ve diğer ödemelerle birlikte bütün risk ve masrafları üstlenir. EXW terimi satıcı açısından asgari yükümlülük ifade ederken, DDP terimi, tersine, azami yükümlülüğü içerir.

Eğer satıcı doğrudan ya da dolaylı biçimde ithal lisansı alamıyorsa, bu durumda bu terim kullanılmamalıdır.

Eğer taraflar malların gümrük girişinin alıcı tarafından yapılmasını, gümrük resminin de onun tarafından ödenmesini istiyorlarsa, bu durumda DDU terimi kullanılmalıdır.

Eğer taraflar, ithal işlemlerde geçerli bazı ödemelerin (örneğin Katma Değer Vergisinin) satıcının yükümlülükleri arasından çıkarılmasını isterlerse, bu istek konuya açıklık getirecek şu ek sözlerle sağlanabilir:

"Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim, KDV hariç (varış yeri...)"

İhracatçılar Incoterms klozları ile ilgili olarak şu hususlara dikkat etmelidir:

* Gayrı maddî hakların (intangibles), incoterm klozlarına konu olamaması ; maddî hakların konu olabilmeleri,

* Incoterms kullanımında hata yapmamaya dikkat edilmesi (çünkü bu çerçevedeki teslim akdi, [akreditif gibi] ödemeye doğrudan etki eden diğer sözleşmeleri de etkiler),

* Tarafların sadece incoterms üzerinde mutabık kalmasının tam bir sözleşmenin akdedildiği anlamını taşımayacağı çünkü alım-satım sözleşmelerinin daha başka hususları da ihtiva etmeleri,

* Variety kullanılmasının mümkün olması,

* Dahilî (iç) ticarette kullanılamamalarıdır.

Yeni İhracata Başlayacak Kişilerin Dikkat Etmesi Gereken 15 Nokta Nedir?

1- İhracata Başlamadan Önce Nitelikli Bir İhracat Danışmanlığı Almamak, Ana İhracat Stratejisini Ve Pazarlama Planını Geliştirmemek
Başarılı olmak için öncelikle, gireceğiniz Pazardaki amaçlar, hedefler ve karşılaşılacak zorlukların net bir şekilde belirlenmiş olması gerekir.
Firmaların çoğunda ihracat deneyimi olan personel bulunmadığı için bu konuda dış destek alınması en doğrusudur. Bu dış desteği alabileceğiniz kamu kurumları ve de tam bir profesyonellik içerisinde çalışan İhracat Yönetim Şirketleri bulunmaktadır. Bu firmalardan mutlaka destek alınmalıdır ve şu hiçbir zaman unutulmamalıdır: Aslında size çok büyük şeyler kazandıracak ve riskinizi en aza indirecek bu tür firmalara yapacağınız küçük ödemeler, sizi sonradan çok pahalıya mal olacak yanlışlar yapmaktan kurtaracaktır. Dünyadaki tüm başarılı firmalar bu tür destek firmalarıyla çalışırlar, dolayısıyla onları bir aracı gibi değil, iharacat operasyonlarınızda bir ortak gibi görmelisiniz.

2- Başlangıçtaki Zorlukları Ve Maddi Gereklilikleri Aşmada Üst Yönetimin Yetersiz Desteği

Yurt dışındaki bir pazarda varlık sağlayabilmek iç pazardakinden daha fazla zaman gerektirebilir. İç pazarla karşılaştırıldığında uluslararası pazarda sağlam bir yer edinmenin zorlukları ve de uzun zaman alması kimsenin gözünü korkutmamalıdır. Çünkü bu noktada tek düşünülmesi gereken ihracatın uzun dönemli size kazandıracaklarıdır. Çevrenizdeki ihracatını oturtmuş firmalara bir bakın, iç pazardaki durgunluklardan ya da krizlerden etkileniyorlar mı? Doğru yaptığınız taktirde ve oyunu uluslararası kurallara göre oynadığınız sürece ihracat uzun dönemde yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını almanızı sağlayacaktır.

3- Yurtdışı Acentaların, Distribütörlerin Veya Temsilcilerin Seçiminde Dikkatli Davranmamak
Dış pazarlardaki temsilci ya da distribütörünüzü seçmek hayati bir önem taşır. Ülkeler arası iletişim ve iş yapmanın karmaşıklığı, yurt dışındaki temsilcilerinizin yurtiçindekiyle karşılaştırınca daha bağımsız hareket ettiklerini görürsünüz.

Yeni ihracata başlayan bir firmanın geçmişi, tescilli markaları ve söhreti yabancı alıcı açısından bilinmedik olduğu için, yurtdışındaki potansiyel müşteriler dış Pazar temsilcinizin bilinirliğine ve de etkinliğine göre ürün almaktadırlar. Dolayısıyla, yurtdışında sizin için çalışacak bir temsilci seçerken ne kadar etkin çalıştığına ve de dünya çapındaki yaygın dağıtım gücüne çok dikkat etmelisiniz.

4- Bir Veya İki Coğrafi Bölgeye Odaklanıp, Burasını Sağlam Bir Büyüme Yakalayabilmek İçin Temel Olarak Almamak Ve Dünyanın Her Yerinden Gelen Siparişlere Bel Bağlamak
Eğer yurtdışı temsilcilerinizn sizin ürünlerinizi aktiv bir şekilde satmasını bekliyorsanız, bu firmalar iyi bir şekilde ürünlerinizle ilgili eğitilmeli ve desteklenmeli. Bu da bu temsilciyle sürekli iletişim içersinde olmanızı ve neler yaptığını sürekli gözlemlemenizi gerektirir. Bu tür avantajları size sağlayabilecek dünya çapında teşkilatı olan firmalarla çalışırsanız tüm bu işleri çok kolaylaştırmış olur ve ürünlerinize odaklanabilirsiniz. İhracata yeni başlayacaklar çabalarını bir ya da iki bölge yoğunlaştırmalılardır. Ancak bu bölgelerde ciddi ve devam eden bir başarı sağlandıktan sonra yeni pazarlar aranmalıdır.

5- İç Pazarın Yeniden Canlanmasıyla Birlikte İhracat Faaliyetlerinin İhmal Edilmesi
Birçok firma iç pazarda kriz veya durgunluk olduğunda yurtdışı pazarlara yönelmeye çalışırken, iç pazarda durumlar düzeldiğinde, yurtdışı pazarlara girmek için yürüttüğü faaliyetleri ihmal ederek ve ikinci sıraya atarak çok büyük bir hata yapıyor. Bu durum hem gerçekleştirilmiş çabalara hem de yurtdışı temsilcilerin motivasyonlarına büyük zarar verir ve iç pazarda yeniden bir durgun olup da dışarıya yönelmeye çalışırsanız işte o zaman size kimse yardım etmeyecektir. İhracat ciddi bir iştir ve hataları çok fazla affetmeyen bir iştir. Kazancı, getirisi çok yüksek olabilir ancak ciddi ve profesyonel çalışmayan firmaların harcı değildir.

6- Uluslararası Pazarlardaki Temsilci, Distribütör Ve Müşterilere İç Pazardakilerle Eşit Davranmamak
Çoğu zaman firmalar iç pazardaki reklam, kampanyaları, özel indirimler, satış artırma programları gibi çeşitli tutundurma faaliyetleri yürütürler. Ancak, yurtdışı faaliyetlerde aynı tür faaliyetleri yürütmek istemezler. Bu durum sizin yurtdışı pazarlardaki başarınızı baltalar ve de ihracat yapabilmek için yaptığınız onca emeğin boşa gitmesine neden olur. Yeni pazarlara girerken yüksek kar marjlarından çok ürünün tutundurulması hedeflenmelidir ve dış pazarlarda rekabetin iç pazardakinin onlarca katı daha büyük olduğu unutulmamalıdır.

7- Bir Pazarlama Tekniği Ve Belli Bir Ürünün Bütün Ülkelerde Otomatik Olarak Başarılı Olacağı Varsayımı
Bütün pazarlar kültür ve gelenek gibi verilebilecek pek çok nedenden dolayı farklılık gösterirler. Eğer Türkiye’de bir ürün çok iyi satıyorsa aynı ürünün aynı yöntemler uygulanarak bütün dış pazarlarda da başarılı olacağı kesinlikle düşünülmemelidir. Belli bir pazarda başarıya ulaşabilmek için mevcut yapılanların tam tersi olabilecek bir radikallikte yöntemlerin uygulanması gerekebilir.

İhracatçı yeterli bir seviyede Pazar araştırması yaparak hangi nitelikte ürünün hangi yollarla pazarlanırsa başarılı olacağını araştırmalı ve en iyi stratejileri belirleyerek doğru yöntemler kullanmalıdır. Bu noktada da dışarıdan bu işi profesyonelce yapan firmalardan destek almak işi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmemelidir.

8- Başka Ülkelerdeki Düzenlemelere Uygun Olacak Ve Kültürel Tercihlere Cevap Verecek Şekilde Ürünü Değiştirmeye Karşı İsteksiz Olmak
Yurtdışında da içpazarda olduğu gibi müşteri kraldır; ancak yurtdışındaki daha bir kraldır. Bunun temel nedeni de alternatiflerin çok fazla olmasıdır. Yani siz olmazsanız kendi ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir rakibinizi mutlaka bulacaktır. Dolayısıyla bu gercek hiçbir zaman unutulmamalıdır.

9- Hizmet, Satış Ve Garanti Mesajlarınızı Yabancı Dillerde Bastırıp Ürüne Eklememek
Yurtdışındaki distribütör ya da temsilcinizin üst yönetimi sizinle ingilizce konuşuyor olabilir ancak her satış personeli ingilizce bilecek diye birşey yoktur. Ürünlerinizin satılabilmesi için etkili bir şekilde sunumunun yapılması gerekir ki bu da ancak yurtdışındaki satış ekibinizin ürünü, hizmeti ve garanti şartlarını çok iyi anlamış olmalarıyla olur. Ürününüzle ilgili potansiyel müşterinize verilebilecek yanlış ve eksik mesajlar para kaybetmenize neden olacaktır.

10- Bir İhracat Yönetim Şirketiyle Çalışmamak

Eğer bir firma kendi ihracat departmanını kurma maliyetini karşılayamıyorsa ya da denemiş fakat başaramamışsa, anahtar teslimi ihracat alanında uzman profesyonel olarak çalışan İhracat Yönetim Şirketleriyle işbirliği yoluna gitmelidir. Çoğu durumda bu şekilde bir çalışmayı seçmek, hem maliyeti düşük olduğundan hem de riskleri en aza indirdiğinden bir firmanın kendi ihracat departmanı kurmasından daha akıllıcadır. Bir İhracat Yönetim Şirketinin etkin bir şekilde destek olacağı konular şunlardır:

Pazar araştırması, pazarlama ve tutundurma çalışmaları, satış ve dağıtım. Özellikle de yurtdışı teşkilatı geniş uluslararası bir ihracat yönetim şirketiyle çalışırsanız firmanızı on binlerce dolar harcamaktan kurtaracak ve de size çok ciddi bir zaman kazandıracaktır.

11- Ürün İçin Her An Hizmete Hazır Bir Teknik Servis Sağlayamamak
Distribütör ve potansiyel müşteriler tamir edilemeyen veya bakımı yapılamayan ürünleri tercih etmeyeceklerdir. İhracatçı, ürünün bakımı ve teknik servisi hakkında yeterli bilgiyi sağlamalıdır.

12- Aracı, Temsilci Ya Da Distribütörlerle Çalışırken "Önce Sat, Sonra Kazan" Mantığı
Bazı üreticiler mallarının satılmasını sağlayıp onlara para kazandıracak aracılarla çalışmaya çalışırken önce sat sonra üzerinden pay al mantığı içerisindedirler. Ancak uluslararası pazarlama ve satış iç pazardaki gibi nisbeten kolay ve tekdüze değildir. Pazarlama ve satış faaliyetleri için mutlaka yapılması gereken ön harcamaları ihracatçı karşılamalıdır ve böylece de uluslararası temsilciliğini yapacak firmayı motive ve teşvik etmelidir. Aksi taktirde firmanın malları temsilcisi için ikincil önemde olacaktır ve temsilci yeterince etkin faaliyet gösteremeyecektir. Özellikle İhracat Yönetim Şirketleri bir ihracatçının dış pazarlardaki gözü, kulağı, eli ve ayağıdır. Bu destek şirketleri dış pazarlarda tutunabilmenin öncelikli koşuludur. Bunun temel nedeni ise sizin firmanızın işi üretmektir ve aynı zamanda işin pazarlamasını da ben yapayım derseniz, iş yükünden dolayı etkili sonuçlar alamazsınız. İşi sadece yurtdışında Pazar bulup ürün satmak olan firmalarla çalışmak size büyük bir zaman kazandıracak ve pahalı yanlışlar yapmanızı önleyecektir. Hele bir de bu firmanın yurtdışında yaygın bir pazarlama ve satış ağı varsa ürünlerinizi çok hızlı bir şekilde tüm dünyaya açabilir. Ancak bu tür firmalarla çalışmak için görüşürken talep ettikleri, ön çalışmalar için harcanacak hizmet bedellerinden kaçmamak bir firmanın kısa ve uzun dönemli avantajına olacaktır. Çünkü bu tür firmalar, size kazandıracakları yanında çok küçük kalan hizmet bedellerini ödemezseniz ya sizle çalışmazlar ya da tamam deyip ürünlerinizi ikinci plana atarlar. Hızlı sonuçlar almak istiyorsanız kaz gelecek yerden tavuk esirgememelisiniz.

13- "Benim Malım Çok İyi, İşine Geliyorsa Al" Mantığı
Yurtdışı pazarlarda rekabet çok yüksektir. Büyük ithalatçılar bir malın nerelerde ve kaç liraya satıldığını çok iyi araştırır ve bilirler. Teklif verirken, görüşme yaparken dünyadaki şartları çok iyi değerlendirmek gerekiyor, iç pazarda geçmişte kazandıran “almak isteyen nasılsa gelir, nasip kısmet” gibi bir mantık çok büyük bir hataya düşürür, en önemlisi de size para kaybettirir. Profesyonel düşünmek ve oyunu kurallarına göre oynamak, ihracatın en önemli birinci kuralıdır.

14- "Önce Peşinatı Ver, Sonra Malın Üretimine Geçeyim" Mantığı
İhracat işine giriyorsanız belli risklere katlanmak zorundasınız. Her önününüze çıkan potansiyel müşteriye önce paramı ver sonra malı üretip vereyim derseniz hiç mal satamazsınız. Tabii ki, belli bir güven ortamının oluşması için sizin açısınızdan zaman geçmesi gerekir ve her isteyen için de mal üretilmez ya da o risk alınmaz. İhracat operasyonları bir sürü kötü hikayeyle doludur. Ancak, risklerin en aza indirilmesi için pek çok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemleri öğrenin ve riskleri bu şekilde en aza indirin. Çalışacağınız ihracat yönetim şirketi bu tür bilgileri bilip bilmediğini kontrol edin sizi hep güvence altında tutmasını sağlayın. Bir talebin ya da siparişin ne kadar ciddi olduğunu öğrenmekte, uluslararası bir teşkilata dolayısıyla da Pazar istihbarat sistemine sahip bir ihracat yönetim şirketi size büyük zaman kazandıracak aynı zamanda da para kaybetmenizi önleyecektir.

15- "Ben Büyük Firmayım" Mantığı
İç pazarda büyük firma olabilir ve onun kurallarına göre hareket ediyor olabilirsiniz. Ancak dış pazarların çok büyük bir alan olduğunu ve iç pazardakinden onlarca kat fazla değişken ve zorluk olduğunu unutmayın ve her zaman arkanızı, zamanınızı ve paranızı kollayın.

Kaynak: www.ihracatdunyasi.com

İhracat Sonrası Yükümlülükler Nelerdir?

İhracat fiilen gerçekleştikten sonra ihracatçı firmaların başlıca yükümlülükleri şunlar:

İhracatla ilgili kredi taahhüdü sözkonusu ise bunu kapatmak.
İhracatla ilgili Dahilde İşleme İzin Belgesi taahhüdü varsa bunu kapatmak.
İhracat dolayısı ile bir KDV alacağı sözkonusu ise bunu vergi dairelerinden geri istemek (KDV alacağının geri istemek cezai müeyyidesi olan bir yükümlülük değil firmanın kendi menfaatleri icabıdır.)

İhracatçı firmalar, bu yükümlülüklerini yerine getirebilmek için ihracatta kullanılan bütün belgeleri; mevzuata uygun olarak, zamanlama ve tarih uyumu gözeterek, birbiri ile olan irtibatı gözeterek, eksiksiz ve doğru olarak tanzim etmeliler.

İhracat Tanımına Hangi Çalışmalar Giriyor?

En geniş anlamda ihracat, bir ülke sınırları içerisinde serbest dolaşımda bulunan (bu ülkede yetişen, üretilen, veya başka ülkelerden ithal edilmiş) malların ve hizmetlerin başka ülkelere satılması/gönderilmesi anlamına geliyor. Dar anlamda ise, yabancılara ya da Türkiye dışında yerleşik Türklere yapılan mal satışlarını ve sözkonusu malların bu amaçla yurtdışına gönderilmesini ifade ediyor.

Fiili İhracat: İhraç konusu malın gümrük mevzuatı hükümleri çerçevesinde muayenesinin yapılıp taşıta yüklenmesi, bir yerden veya muhtelif yerlerden bir defada veya kısım kısım gelmekte olan dökme ve diğer eşyada yüklemenin tamamlanması veya gümrük mevzuatınca fiili ihracat olarak kabul edilecek diğer çıkışları ifade etmektedir.

Bir satışın ihracat sayılabilmesi için şu özelliklere sahip olması gereklidir:

1-Satışların yabancı bir ülkeye yapılması
2-İki taraflı ve çok taraflı ticaret anlaşmaları ile getirilen koşullara uyum yükümlülüğü
3-Alışverişte bir yabancı paranın sözkonusu olması
4-Malların taşınması
5-Malın varış ülkesine ithal edilmesi ile ilgili gümrük vergisi, katma değer vergisi ve varsa başka türlü vergiler ve diğer ithalat formaliteleri
6-Malın çıkış yerinden varış yerine kadar maruz kalabileceği risklere karşı sigorta edilmesi, ödemelerde/bedellerin tahsilinde bankacılık sisteminin devreye girmesi
7-İhracat desteklerinden yararlanabilmek için gerekli koşullara uyum

Kapsamının bu kadar geniş olması nedeniyle, dünyanın bütün ülkelerinde, ihracat mevzuatı, gümrük mevzuatı, kambiyo mevzuatı, standardizasyon mevzuatı, teşvik mevzuatı, katma değer vergisi mevzuatı gibi birçok bağlayıcı mevzuat tarafından ayrıntılı bir şekilde düzenleniyor. Bütün ülkeler (özellikle Dünya Ticaret Örgütü ve diğer uluslararası örgütlere üye olan ülkeler) bu tür mevzuat düzenlemelerinde, iki taraflı ya da çok taraflı ticaret anlaşmaları ve uluslararası ticari teamüllere uygun hareket etme gayreti içerisinde oluyor.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

İhracatçı Nasıl Olursunuz?


İhracatçı ihraç edeceği mala göre ilgili ihracatçı birliğine üye olan, gerçek usulde vergiye tabii (tek vergi numarası sahibi) gerçek ve tüzel kişi tacirler, esnaf ve sanatkâr odalarına kayıtlı olup, üretim faaliyeti ile iştigal eden esnaf ve sanatkârlar ile Joint-venture ve konsorsiyumlar İhracat Yönetmeliği’nde tanımlanmıştır.

İhracatçı olmak için herhangi bir belge veya izin sertifikası sahibi olmak gerekmemektedir.İhraç edilecek ürünle ilgili ihracatçı birliğine (İhraç edeceği ürüne göre, Türkiye’de 22 madde birliği bazında örgütlenmiş 58 ihracatçı birliğinden birine üye olduğunda ihracatçı niteliği kazanmış olur ve ihracat yapabilir.) üye olmaları gerekmektedir.

Bu çerçevede ihracat yapmak için İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği’ne üye olmak isteyenlerden, Ticaret Sicil Gazetesi ve tek vergi numarası sahibi olduğunu tevsik eden belgeler ve noterden tasdikli imza sirküleleri istenmektedir. Üyelik işlemini gerçekleştirenler İhracat Yönetmeliği ve uygulama Tebliğlerine uygun olarak ihracatlarını gerçekleştirilmektedir.