Konular

28 Eylül 2010 Salı

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)
(World Trade Organization, WTO),

1929 Dünya buhranından sonra, bütün ülkeler merkantilist bir felsefe ile ithalatı yasaklama ve kısıtlama yoluna gittikleri için dünya ticareti durma noktasına kadar gelmiştir. Bu tarihten sonra hemen hemen bütün ülkeler yüksek tarifeler, kotalar, döviz kontrolleri, ithalat yasakları gibi koruyucu önlemlerin arkasına ekonomilerini gizlemişlerdir. Amaç yerli sanayileri korumak, yurtiçi üretimi artırmak ve yurt içinde katma değer yaratarak işsizlik sorununa da çözüm bulmak idi. Komşuyu fakirleştirme politikası da denilen dış ticareti kısıtlayıcı misillemelere dayanan uygulamalar az gelişmiş ülke ekonomilerinin kalkınmasını ve gelişmiş ülke ekonomilerinin büyümesini engelliyordu. Sanayi devriminden sonra stokta biriken malları ihraç etmek için, özellikle sanayileşmiş ülkeler serbest ticaretin faydaları üzerinde durmaya ve dünya ticaretini serbestleştirme çabaları içine girmişlerdir. Ancak araya ikinci dünya savaşının girmesiyle bu çalışmalar hızını kesmiş, ikinci Dünya Savaşından sonra ise hız kazanmıştır.

Dünya ticaretini serbestleştirmek için 1944 yılında Bretton Woods Konferansı düzenlenmiştir. Bu konferansta uluslararası ekonomik faaliyetleri geliştirmek için üç kuruluşun kurulması kararlaştırılmıştır. Böylece dünya ekonomisi üç ayaklı bir saç ayağı üzerine oturtulacaktı.

Bunlar;

a)Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD): Uluslararası yatırımlara finansman imkânları sağlayacak, azgelişmiş bölgelerin kalkınmasına yardımcı olacaktı. Daha sonra kurulduğunda adı Dünya Bankası olarak değişmiştir.

b)Uluslararası Para Fonu (IMF): Uluslararası parasal ve sorunları çözümleyecek, uluslararası para sisteminin oluşmasını ve düzenli bir şekilde işlemesini sağlayacaktı.

c)Uluslararası Ticaret Örgütü (ITO): uluslararası ticareti düzenleyecek, serbest ticaretin önündeki tüm engelleri kaldıracak, ülkelerin ekonomik kalkınmasını hızlandıracak, mal piyasalarında istikrarı sağlayacaktı.

Böylece dünya ekonomisi üç temel ayak üzerine oturtulacaktı. Ancak ikinci dünya savaşının araya girmesiyle bu çalışmalar kesintiye uğramıştı. Bu kuruluşlardan ilk ikisi kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. ITO, başta bir Birleşmiş Milletler kuruluşu olarak faaliyet göstermesi tasarlanmıştı. Ancak korumacılıktan yana olan bazı üretici örgütleri bu kuruluşun faaliyete geçmesini engellemişlerdir. Başta ABD olmak üzere birçok ülkenin yasama organlarında onaylanmamıştır. Diğer bir kısım ülkenin de yasama organlarında uzun süre onaylanamayacağı anlaşılmıştı. Bu nedenle bir taraftan ITO’nın faaliyete geçirilmesi çalışmaları devam ederken diğer yandan batılı ülkeler bir hazırlık komitesi oluşturma ve bir an önce tarifelerin indirimi görüşmelerinin başlaması düşüncesiyle harekete geçmişlerdir.

Bu amaçla ilk tarife indirimi görüşmeleri 1947 yılında başlamış ve sonuçta 30 Ekim 1947 tarihinde Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) imzalanmış, 10 Ocak 1948 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. GATT üye ülkeler için bağlayıcılığı olan bir kurum değildi. Sadece dünya ticaretinin serbestleştirilmesi için bir forum, bir görüşmeler zinciri şeklindeydi. O yüzden üye ülkelerin yasama organlarından geçmesine de gerek yoktu. Ancak uzun vadede üye ülkeler için bağlayıcılığı ve yaptırımları olan ITO gibi bir örgütün kurulacağı da hedeflenmişti. Böylece DTÖ’nün ilk temeli atılmış oldu. Ticaret turlarından oluşan bu GATT sistemi, 1 Ocak 1995 tarihinde DTÖ’nün kurulmasına yol açmıştır.

1948 yılındaki kuruluşundan 1.1.1995’e kadar geçen sürede Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması, uluslararası ticareti düzenleyen ve üzerinde anlaşılan tek uluslararası çok taraflı sözleşme olmuştur. GATT (Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması-General Agreement on Tariffs and Trade), ticari ilişkilerde rekabeti bozan ve ticaret kısıtlayan engellerin görüşülerek kaldırıldığı en önemli uluslararası kuruluş olmuştur.

GATT üyeleri, dünya dış ticaretinde %90’ın üzerinde bir paya sahiptir. GATT’a taraf ülkeler, aralarında ortaya çıkan ticari sorunlar ile bunların çözüm yolları ve dünya ticaretinin geliştirilme imkanlarını görüşmek için belirli sürelerde toplanmıştır. Bu niteliğiyle GATT, uluslararası bir Dünya Ticaret Formu olarak görev yapmıştır.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Uluslararası Taşımacılık Kuralları

1- TAŞIMA SÖZLEŞMELERİ

Incoterms kuralları çerçevesinde taraflar arasında yapılan ve nakliyecinin malı ücret karşılığında bir yerden başka bir yere taşımayı üstlendiği sözleşmedir.

Taşıma sözleşmelerinde format olarak; taraflar, taşınacak mal ile ilgili bilgiler, paket adedi, brüt ağırlığı, taşıyacak araç, yükleme ve boşaltma yeri ve yükleme tarihi bulunmaktadır.


1.1. TAŞIMA SÖZLEŞMESİ TÜRLERİ

Taşıma sözleşmesinin adları ve taşıma biçimleri, taşımacılık türlerine, araçlarına ve nakliyecilerine göre değişmektedir.

Taşıma sözleşmelerinin taşıma türlerine göre olan adlandırmaları şunlardır:

- Denizyolu Taşımalarında: Ocean Bill of Lading (B/L) Deniz Konşimentosu (1)

- Demiryolu Taşımalarında: Railway Bill (RWB) Demiryolu Taşıma Senedi (2)

- Karayolu Taşımalarında : Truck Bill of Lading veya CMR Karayolu Taşıma Senedi (3)

- Havayolu Taşımalarında : Airway Bill (AWB) Havayolu Taşıma Senedi

Nakliyeci Birlikleri Uluslararası Federasyonu (FIATA-International Federation of Freight Forwarders Associations) ile nakliyeciler tarafından düzenlenen diğer taşıma sözleşmelerinin adları ise şunlardır:

- FCR : Forwarders Certificate of Receipt - Nakliyecinin mal teslim alma belgesi (5)

- FCT : Forwarders Certificate of Transport - Nakliyecinin eşya taşıma belgesi

- FBL : FIATA Negotiable Combined Transport Bill of Lading -
FIATA ciro edilebilir karma taşıma konşimentosu (7)

- FWR : FIATA Warehouse Receipt - FIATA Ambarlama Belgesi (8)

- TBL : Trough Bill of Lading - Konşimento (9)


1.2. TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNİN KAPSAMI

Bir taşıma sözleşmesinde aşağıda belirtilen bölümlerin bulunması gereklidir:

1.2.1. Taşıma Sözleşmesinin Tarafları:

a) Gönderen: Taşıma sözleşmesinin taşıyıcı karşısındaki tarafını oluşturan, malın sahibi olması gerekmeyen ve sözleşmeyi kendi adına yapan kişidir.

b) Taşıyıcı: Taşımacılık işini meslek edinmiş olan, taşıt sahibi olup olmaması önemli olmayan ve bir ücret karşılığı taşıma işini üstlenmiş olan kişidir. Taşıyıcı, taşıma işini ara taşıyıcılara (taşeronlara) devredebilir.

1.2.2. Taşıma Sözleşmesi ile ilgili Diğer Kişiler:

a) Gönderilen: Taşıma senedinde gönderenin emrine göre, taşınan malın yolculuk sonunda teslim edileceği belirtilen kişidir. Hukuken "kıymetli evrak" niteliğinde olan "Taşıma Senedi"nin bir asıl nüshasının gönderilen tarafından taşıyıcıya teslimi ile eşyanın taşıma işlemi sona erer ve taşıyıcı ücrete hak kazanır.

b) Taşınacak Malın Sahipleri: Gönderilen kişi (ya da kurum), her zaman mal sahibi olmayabilir. Mal, satış sözleşmesi veya akreditife göre banka adına veya göndericinin temsilcisine gönderilebilir. Bu tür durumlarda teslimdeki malın sahibi "Final Consignee" tabir edilen "Son Alıcı" kısımında gösterilir.

c) Bildirimin Yapılacağı Taraf (Notify): Dış Ticaret Taşıma Sözleşmelerinde "Notify" bölümü;

Alıcının başkasının gönderilen olarak belirtilmesi halinde, mal sahibini,

Mal sahibini, alıcının kendisini gönderilen olarak belirtmesi halinde; temsilcisini gösterir.

Alıcı veya bildirim yapılacak taraf olarak gösterilecek kişiler, akreditif mektubu veya satış kontratına uygun olmalıdır.

1.2.3. Taşınacak Mal

a) Malın Tanıtıcı İşaretleri: Taşıma sırasında, yapılacak aktarmalarda ve varış yerinde, malı tanımak için alıcı, malın veya paketinin üzerine tanıtıcı marka ve numara konulmasını satıcıdan isteyebilir.

Malın ya da paketinin üzerine satıcı tarafından konulan marka, genellikle satıcının adı veya işareti ile alıcının adı veya işaretini, varış yerini, kullanım yerini ve akreditif numarasını gösterir.

Sözkonusu malın veya paketinin üzerine satıcı tarafından konulan numara, gönderinin kaç kap olduğunu gösterir.

b) Malın Kap Adedi: Taşıma senedinin en önemli bölümü, göndericinin, taşıyıcıya nakledilmek üzere kaç parça malı veya paketi teslim ettiğini gösteren bölümüdür.

Malın kap adedi, her elleçlemede tek başına hareket eden mal veya onun paketidir.

c) Malın Tarifi (Tanımı): Taşıma senedinin diğer bir önemli bölümü, alıcının satıcıdan satış sözleşmesi veya akreditife göre aldığını belirttiği malın tarifini gösteren bölümdür.

Bu bölüme, satış sözleşmesinde veya akreditifte belirtilen eşyanın tam adının yazılması ve kısa tanımının yapılması gerekmektedir.

d) Malın Ağırlığı: Taşıma senedinin önemli bir bölümü de, gönderenin taşıyıcıya teslim ettiği malın ya da paketinin brüt ağırlığını gösteren bölümdür.

Malın ağırlığı, nakliyecinin taşıyacağı ağırlıktır. Malın niteliğine göre firesi varsa, fire oranı taşıma sözleşmesinde gösterilmelidir.

Taşıyıcı navlununu, taşıma şekline göre ve malın brüt ve/veya hacmini baz alarak hesaplar.

e) Malın Hacmi: Taşınacak malın veya paketinin, boyunun, eninin ve yüksekliğinin çarpılması ile bulunan mal hacmi, malın araçta kaplıyacağı bölümü gösterir.

Malın hacmi, taşıma fiyatının hacim üzerinden belirlediği suyolu taşımalarında önemlidir.

1.2.4. Taşıma Türü ve Aracının Adı: Malın taşıma türü ve taşımayı yapacak olan araç veya araçların cinsi ve adı taşıma senedinde belirtilmektedir. Taşıma senedinde taşıma biçimlerine göre;

Demiryolu taşımalarında vagon numarası,
Karayolu taşımalarında kamyon ya da römorkun plaka no'su,
Denizyolu taşımalarında geminin adı (bazı hallerde bayrağı) ve
Havayolu taşımalarında ilgili uçak şirketi ve konişmento no'su gösterilmektedir.

1.2.5. Malın Çıkış, Aktarma ve Varış Yerleri: İlgili belgeler ile,

- Gönderenin, nakliyeciye malı teslim ettiği yer, çıkış/yükleme yerini belirtir,

- Taşınan malın, nakliyat sırasında araç değiştirmesi halinde, aktarmanın yeri taşıma senedinde yer almalıdır,

- Malın, nakliyeci tarafından gönderilene teslim edileceği yer, varış/boşaltma yeri olarak taşıma senedinde belirtilir,

Nakliyatçı, varış noktasında malı teslim ederek navlun ödemesine hak kazanır.

1.2.6. Taşıma Sözleşmesi Tarih ve Numarası ile Düzenlenme Tarihi: Taşıma senedinde taşıma sözleşmesinin yapıldığı tarih ile sözleşme numarası ve taşıma senedinin düzenlendiği tarih, ayrı bölümlerde gösterilir.

1.2.7. Taşıma Sözleşmesinin Nüshaları: Taşıma sözleşmelerinin kaç nüsha olarak düzenleneceği genellikle ilgili malın satış sözleşmelerinde veya akreditiflerde belirtilmektedir. Taşıma senetleri genellikle taşıma biçimine göre 1-3 asıl, 7-9 suret olarak düzenlenmektedir.

1.2.8. Taşıma Ücreti: Mal taşıma ücreti, gönderilenin ücreti ödeyeceği hallerde, taşıma senedi üzerinde yer almaktadır.

Demiryolu ve havayolu taşımalarında taşıma ücreti, taşıma sisteminin gereği olarak taşıma senedinde belirtilmektedir.


2- TAŞIMA SÜRELERİ

Dış ticarette malın, gönderen tarafından taşıyıcısına teslim edilerek, taşıyıcı tarafından gönderilene teslim edilmesi süresinde geçen zaman malın yeniden ekonomik değerlendirme olanağını yaratması bakımından önemlidir.

Taşıma süreleri, taşıma türüne göre değişmekte olup, yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmelerde coğrafi özellikler gözönüne alınarak kesin bir süre belirtilmemekte, ancak bir günde yapılacak kilometre olarak zikredilmektedir.

Öte yandan, taşıma süreleri taşıma sözleşmeleri üzerinde de bir koşul olarak belirtilebileceği gibi, sözkonusu süre, ticari teamüller gözönüne alınarak da saptanabilmektedir. Ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki önerilen süreler taşıma türlerine göre aşağıda belirtilmiştir:

2.1. DENİZYOLU TAŞIMALARI:

Gerek uluslararası taşıma sözleşmesi ve gerekse "Konferans"lar (*), geminin bir günde yol alacağı mesafeyi belirtmemişler ve "sözkonusu bölge koşullarında nünasip görülen müddet" olarak belirtmekle yetinmişlerdir. Ancak, yaklaşık bir fikir vermesi bakımından bu sürenin, geminin bir saatlik hızının 24 ile çarpılması ile belirlenebileceği söylenebilir. (*): Denizyolu taşıyıcı birlikleri ve gemi armatörleri, taşıma bölgelerine göre kendi aralarında "Konferans" adı verilen kurallar koyarak uygulayabilmektedirler.

2.2. KARAYOLU TAŞIMALARI:

Bir kamyonun bir günde katedebileceği ortalama yol CMR Konvansiyonunda 450 km olarak belirtilmiştir.

2.3. DEMİRYOLU TAŞIMALARI:

CIM sözleşmesine göre vagonun bir günde alacağı ortalama mesafe 300 km'dir.

2.4. HAVAYOLU TAŞIMALARI:

IATA -Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği'nin- yayımladığı tarifelere bakarak taşıma süresi belirlenir.


3. TAŞIYICI ARAÇ KAPASİTELERİ

Nakliye sözleşmesi yapan taraflar, taşıma için kullanılacak araçların yükleme kapasitelerini iyi bilmek zorundadırlar. Dış ticarette aracın kapasitesi, malın ağırlığı, boyutları ve brüt hacimleri dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu aşamadan sonra araç seçimi yapılmalı ve sevkiyatların partileri ve taşıma işinin araçların kapasitelerine uygun olarak programlanması yoluna gidilmelidir.

Malın yükleneceği araçların kapasitesi ve buna uygun olarak ödenecek navlun, aşağıda taşıma türlerine göre açıklanmıştır.


3.1. GEMİLER:

Deniz taşımacılığında konvansiyonel olarak kullanılan Genel Yük ve Ro-Ro gemileri ile ilgili ayrıntılar "Lloyd's Kayıt Kütüğü"nde verilmektedir. Böylece geminin boyutları ve istihap haddi, ambar kapaklarının sayısı vs. hakkında bilgi sahibi olunması mümkündür.

Alıcı ve satıcı tarafından dikkate alınması gereken en önemli nokta, gemi boyutlarının, ambarların ve güvertelerin, bilinen türden Genel Yük gemileri ve Ro-Ro gemileri ile taşınacak olan eşyanın boyutları ve ağırlıkları için yeterli olmasıdır.

3.2. KAMYONLAR:

Kamyonların istihap hadleri (yükleme kapasiteleri), kamyonun dingil sayısına ve ülke yollarının brüt dingil kapasitesine göre değişir.

Örneğin 5 dingilli bir kamyonun brüt kapasitesi Türkiye'de 42 ton, Avrupa Ülkelerinin çoğunda 40 ton, BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerinde ise 38 tondur.

Kamyonların net yükleme kapasiteleri boş ağırlıktan ve dingil sayısına bağlı olarak değişen, kabul edilebilir brüt birleşik ağırlıktan hesaplanır.
- Normal platformlu 5 dingilli bir treylerin yükleme boyutları ve kapasitesi: Uzunluk 12.10 mt veya 13.60 mt. Genişlik 2.40 mt. Yükseklik 2.35/2.40 mt. Kapasite 24 ton/68 m3 veya 24 ton/80 m3.

- Jumbo tipi 5 dingilli bir treylerin yükleme boyutları ve kapasitesi: Uzunluk 12.10 mt. veya 13.60 mt. Genişlik 2.40 mt. Yükseklik 2.35/2.80 mt. kapasite 24 ton/80 m3 veya 26 ton/90 m3

3.3. UÇAKLAR

Uçakların yükleme kapasiteleri, uçak tiplerine ve uçağın kargo kapısının boyutlarına göre değişir.

Hava kargoları genellikle havayolu konteynerlerinde ve paletlerinde nakledilir. Bunlar, yükleme-boşaltma sırasında, havalimanında malın transferlerini çabuklaştırır ve kolaylaştırırlar.

Yaygın olarak kullanılan havayolu paletlerinin ve konteynerlerinin yükleme boyutları ve kapasiteleri aşağıdaki gibidir:

- LD3 Havayolu Konteyneri:

Uzunluk 1.46/1.96 mt. Genişlik 2.14 mt. Yükseklik 1.58 mt. Kapasite 1.508 kg/3.8 m3

- LD7 Havayolu Konteyneri:

Uzunluk 3.07/1.98 mt. Genişlik 2.14 mt. Yükseklik 1.58 mt. Kapasite 5.808 kg/10.5 m3

- Havayolu Paletleri:

Uzunluk 3.18 mt. Genişlik 2.44 mt. 5.918 kg kapasite



3.4. KONTEYNERLER:

Malın hasara uğramadan varış noktasına ulaşması, paketleme giderlerinden tasarruf edilmesi, rahat ve çabuk elleçlemenin getirdiği avantajlar, uluslararası ticari taşımada konteyner kullanımını gün geçtikçe artırmaktadır.

Konteynerler; denizyolu ve nehiryolu (suyolu), demiryolu, karayolu taşımalarında ve bazen de havayolu taşımalarında kullanılmaktadır.

Konteynerlerin TEU (20 feetlik konteyner) ve FEU (40 feetlik konteyner) olmak üzere 2 değişik tipi ve her iki tipinde "kuru yük", "üstü açık", "flatrack" ve "platform" gibi türleri bulunmaktadır.

- TEU (20' kuru yük konteyneri) yükleme boyutları ve kapasitesi:
Uzunluk 5.90 mt. Genişlik 2.35 mt. Yükseklik 2.38 mt. Kapasite 221.7 ton/33 m3

- FEU (40' kuru yükleme konteyneri) yükleme boyutları ve kapasitesi:
Uzunluk 12.02 mt. Genişlik 2.35 mt. Yükseklik 2.38 mt. Kapasite 26.5 ton/67 m3

Bu hususta pratikte karşılaşılan en büyük sorun, havayolu sözleşmeleri (airway bills) hariç, ilgili aracın ya da konteynerın yükleme kapasitesinin ölçü birimi üzerindeki tahdittir. Yükleme ordinosinda genellikle m³ üzerinden hesaplama yapılmakta ancak ;

1 m³ à 330 kg
1 m³ à 600 kg de olabilmektedir.

Böyle bir durumda ;

a) İlgili nakliye firmasının konuya yaklaşımı,

b) Destinasyon ülkenin ya da güzergâh ülke(ler)in uyguladığı yol vergileri (ve istihap haddi üzerinden alınan diğer ödemeler) belirleyici olmaktadır.



4. TAŞIMA FİYATLANDIRMA İLKELERİ

Taşıma fiyatlandırma esası; taşıma türü, tipi ve araca bağlı olarak değişmektedir. Nakliyatçı, taşıma sözleşmesine dayanarak malı veya paketini göndericiden teslim alarak gönderilene teslim etmekle yükümlü olup, bu işi bir taşıma ücreti karşılığında yapmaktadır.

4.1. DENİZYOLU TAŞIMALARI FİYAT TARİFELERİ

Denizyolu taşımalarının yoğun olduğu bölgelerde sürekli ve düzenli sefer yapan nakliye firmaları ile gemi armatörleri "Konferans tarifeleri" adıyla herhangi bir bölgeye yapılacak veya o bölgeden yüklenecek denizyolu taşımalarında, sabit taşıma ücret tarifeleri uygulamaktadırlar.

a) Genel Kargo Gemileri: Denizyolu taşıma ücretleri ağırlık/hacim (ton veya m3/weigh or measurement) "hangisi fazla ise" esasına göre saptanmaktadır. Dolayısıyla denizyolu taşımacısı navlun ücretini malların toplam ağırlığına veya toplam hacmine göre talep etme seçeneğine sahiptir.

b) Konteyner Gemileri: Konteyner navlun ücretleri, 20' veya 40' kuru yük/üstü açık, platrack/platform tipi konteynerlerin adedi üzerinden hesaplanır. Denizyolu ile yapılan konteyner taşımalarında ağırlık/hacim hesabı kullanılmaz.

c) Ro-Ro Gemileri: Ro-Ro gemilerinde taşınan karayolu treylerlerinin uzunluğu 16.00/16.50 mt. genişliği de 2.50 mt. olan gemide kapladığı uzunluğu (linermeter) esas alınarak hesaplanır. Ro-Ro gemileriyle taşınan denizyolu konteynerlerinin taşıma ücretleri 20' veya 40' konteyner başına, genel kargo için taşıma ücreti ise ağırlık /hacim esasından hesaplanır.

Denizcilik sektörüne ilişkin taşıma ücretleri, serbest piyasa koşullarında oluşarak, Şubat-Temmuz ayları arası düşük düzeyde ve Ağustos-Ocak arası yüksek düzeyde seyretmektedir.

4.2. KARAYOLU TAŞIMALARI FİYAT TARİFELERİ

Dış ticaretimizin karayolu nakliyelerinde taşıma fiyatı, komple araç esasına göre belirlenmekte ve standart bir taşıma ücret tarifesi bulunmamaktadır.

Genellikle bir treylerin hacmi, taşıdığı ağırlıktan 3 kat fazladır. Bu nedenle parça yük (qrupaj) taşımalarında, karayolu taşımacılık ücretleri 3 m3=1 ton veya 1 m=5 m3 esasında hesaplanır.

Karayolu taşıma ücretleri ihracat taşımalarının yoğun olduğu Ağustos-Ocak aylarında, diğer aylara nazaran daha yüksek seyretmektedir. Ülkemize karayolu ile yapılan ithalat taşımalarının ücretleri ise, Avrupa'dan Ortadoğu ülkelerine yapılan transit karayolu taşımalarının yoğunluğuna göre değişmekte ve genellikle Kasım-Aralık aylarında yükselmektedir.

5. STANDART TAŞIMA ARAÇ-GEREÇLERİ

5.1. KONTEYNER

Boyutları ve darası bir örnek olan kaplara "konteyner" adı verilir. Konteyner, taşıma sistemini bütünleştirir. Satıcıdan alıcıya kadar kesintisiz bir taşıma hizmeti sunulmasına ortam hazırlar ve "kombine" (çoklu) taşımacılığa da (kara+deniz+hava+nehir+demiryolu) olanak tanır.

Konteynerde en ve yükseklik sabit olup, 8 kademdir (244 cm). Boy ise 10,20, 30 ve 40 kadem olarak esasta 4 çeşittir. Bununla birlikte, kullanımı az olmasına karşın 5 ve 7 kademlik konteynerler de vardır.

Konteynerlere ilişkin belli-başlı kavramları tanımlayacak olursak: dara (tare weigh), konteynerin boş yani yüksüz ağırlığıdır. TEU birimlik parça yük konteynerlerinde, dara yapımında kullanılan malzemeye bağlı olarak 1700 kg ile 2200 kg'ye kadar değişir. Dökmeyük konteynerinde ise dara ağırlığı 2789 kg'a kadar çıkabilmektedir.

Safi yük (payload), konteynere normal koşullarda konulabilen yük miktarıdır. Bu miktarın üst sınırı "azami yük"(maximum payload) olarak bilinir. TEU (yani 20 kademlik) konteynerde safi yük, konteynerin parçayük veya dökmeyük konteyneri oluşuna göre değişir. Parçayük konteynerinde azami yük 18120 kg iken, dökmeyük konteynerinde 1753 kg olabilmektedir.

Konteyner ağırlığı (gross weigh), konteynerin içindeki yüküyle birlikte ağırlığıdır. Bunun azami yükle olan ağırlığı ise konteyner azami ağırlığı (maximum gross weigh) olarak adlandırılır.

Konteyner hacmi (capacity), konteynerin iç hacmi toplamıdır. Genellikle m3 olarak gösterilir. "Cuft" olarak da gösterilmektedir.

Konteyner ağzı (açıklığı) (door dimension), yükleme-boşaltmanın yapılacağı açıklığın (kapının) boyutlarıdır. Yüklüklerde yükün alınıp verilmesine elverişli en az bir açıklık bulundurulmak durumundadır. Konteynerin ön veya arka yüzünde açılan kapıların konteynerin iç kesidine eşit genişliği olacaktır. Böylesi kapıların genişliği 228.6 cm, yüksekliği de 213.4 cm olacaktır. Ancak yüksekliği 8 kadem olan 1AA (yani 40'lık) konteynerde kapı (açıklık) genişliği aynı (228.6 cm) iken, yüksekliği 226.1 cm olacaktır.

Konteyner yüklükleri, çelik, alüminyum, kontrplak, fiberglas veya bunların karışımından üretilmiş malzemelerden yapılır ve yapım malzemesinin seçiminde yüklüğün kullanım amacı ön planda gelmektedir. Yüklükler temelde 4 çeşittir:

a) Parçayük (kırkanbar) konteyneri, ambalajlı yüklerin taşınmasında kullanılır. Bazılarının üstü açıktır, bazılarında bir uçta kapı bulunur, bazılarının hem üstü hem de yanları açıktır. Bazı yüklükler ise havalandırma tertibatlı olabilmektedir.

b) Dökmeyük konteyneri, dökmeyüklerin taşınmasında kullanılır. Sıvı dökmeyük için olanları tank biçimindedir. Kuru dökmeyük için olanları ise parçayük konteyneri biçimlidir. Ancak, dara ağırlığı ve konteyner ağırlığında farklılıklar sözkonusudur.

c) Frigofrik konteyner, soğutulmuş (ya da dondurulmuş) yüklerin taşınmasına elverişlidir. Yalıtımlı olan bu türler, sefer sırasında taşıyıcının devresinden yararlanarak soğutma işlevini sürdürürler. Yalıtım nedeniyle frigofrik konteynerlerin iç hacimleri parçayük konteynerine göre %10 daha az olur. (Örneğin 40'lık bir parçayük konteyneri 60.5 m3 hacminde iken yine 40'lık frigofrik konteyner 56.8 m3'tür.) Konteyner yalıtımı, yalıtımın kalitesine göre değişmekle birlikte, konteynerdeki ısıyı 5 ila 15 saat koruyabilecek elverişliliktedir. Yalıtım malzemesi olarak da cam yünü, mantar, köpük ve fiberglas kullanılmaktadır. Yalıtma düzeni, +20 ile -30 C arasındaki ısının korunmasına uygundur.

d) Özel amaçlı konteyner ise, belli bir amaca yönelik olarak yapılmış (evcil hayvan konteyneri gibi) konteynerdir.

Konteynere, boyutları ve ağırlıkları farklı çeşitli yükler yüklenebilmektedir. Yüklerde ağırlık ve hacim arasındaki ilişki, istif faktörü (stowage factor) (st.f.) ile sağlanır .

İstif faktörü, 1 ton yükün kapladığı hacimdir. Uygulamada bu hacim kadem-küp (cuft) veya metreküp (cum) olarak ifade edilir. Buna göre, istif faktörü 50 olan bir yük, tonu 50 cuft yer kaplayan yük demektir. Bu yükün m3 cinsinden gereksindirdiği hacim, 1.4 cum'dur.

İstif faktörü (katsayısı) büyüdükçe yükün birim ağırlığının (yani tonunun) kapladığı hacim de büyür, tersine durumda da küçülür. Dolayısıyle, hafif ve hacimli yüklerin istif katsayısı büyük olur; yük ağırlaştıkça bu katsayı küçülür. Örnek vermek gerekirse, demir cevherinin (dökme) istif faktörüdür.** Buna karşılık pamuğun istif faktörü (balya) de 135'tir. Buna göre, demir cevheri ile yüklenecek bir konteyner, ağırlığını aldığı halde içinde boş hacim kalır; aynı konteynere pamuk yüklendiğinde ise, konteyner hacmini aldığı halde ağırlık yönünden tam yüke ulaşamaz.

5.2. ŞAT

Şat (veya layter), bir yüzer yapıdır. Bu araç, satıcının iskelesinde veya limanda yüklenir; buradan taşınacağı gemiye (lash) çekilir; şat gemisi de yüklü şatı yükleyerek alıcının limanına götürür. Şat, alıcının limanında suya bırakılır.

Şatlar değişik kapasitede yapılmaktadır. Ancak iç sularda seyreden araçlar daha çok 9.5 m'lik boyutta tercih edilmektedir.

5.3. TREYLER

RO/RO taşımacılığında kullanılan tekerlekli araçlardır. Liman ve karayolları bu araçların temel kullanım yerleridir. RO/RO gemilerinde değişik türde bir treyler kullanılır. Bazı türleri salt gemiye bağımlı çalışır; yani yüke elleçleme görevi görür. Hizmet alanı da gemi ve terminalle sınırlıdır. Bu tür treylerlere liman treyleri denir.

Bazı treyler türleri ise gemiye yük (yani taşıt) olarak girer; boşaltma limanında bir çekiciye bağlanarak (veya gemiye yüklendiği çekicisiyle) alıcının deposuna gönderilir. Bu tür treylerlere karayolu treyleri denir.

5.4. PALET

Yükü birimleştirmede kullanılan standart tavalardır. Yükler bu tavalara istiflenir ve ambalajlanır. Böylelikle de taşınmaya hazır hale getirilir. Palet, taşıma zincirinin hemen her halkasında kullanılmaktadır. Kullanımı alıcının deposunda başlamakta; kamyonda, nehir layterinde, trende, limanda (antrepoda ve rıhtımda) gemide devam etmektedir. Palet, birbirine bağlanmış iki palet ızgarasından oluşur. Palet ızgaraları arasında fork-lift çatallarının girebileceği kadar açıklık bırakılmıştır. Bu boşluk 10 cm'dir. Paletlerin vasfı (tahta, plastik vb.) ile ilgili olarak değişik ülkelerin (sıhhi) mevzuatlarından kaynaklanan farklılıklar olabilir, bu hususla ilgili olarak nakliyatçının ve (ilgili ithalatçı ve/veya müşavirliklerimiz aracılığı ile) ihracatçının haberdar olması gerekmektedir.


6. PAKETLEME

Esasen 1980 yılına ait Uluslararası Satım Sözleşmeleri Hakkında BM Sözleşmesi’nin 35/1 ve 35/2-b maddeleri, ambalaj mükellefiyetini satıcıya (ihracatçıya) yüklemiştir ; buna göre satıcı, cinsine göre eşyayı paketlemeden sevk edebileceği gibi, alıcısına hasara uğramadan ulaşması için eşyayı uygun malzeme ile paketlemekle yükümlüdür.

Alıcı eşyanın cinsine ve taşıma aracına uygun paketlenmesini satıcıdan isteyebilir ve paketleme tipini satış sözleşmesinde ve akreditifde şart olarak belirtebilir.

Denizyolu taşımalarında, paketlemenin denize dayanıklı tipte (Seaworth Packing) olması gerekmektedir.

Denizyolu ve karayolu taşımalarında aktarmalı veya karma taşıma yapılması halinde paketlemenin birkaç elleçlemeye (Multiple Handling) uygun olmasını alıcı talep edebilir.

Havayolu taşımalarında paketlemenin; taşıma ücretinin kilo bazında ödendiği gözönüne alınarak, hafif malzeme ile yapılmasına dikkat edilmelidir.

Paketleme ebadının demiryolu, karayolu ve havayolu taşıma araçlarının ve konteynerlerin yükleme ebadına uygun olarak yapılması, taşıma ücretlerinden tasarruf edilmesini sağlayacaktır.

Diğer bir deyişle; denizyolu taşımalarında paket edabıdın geminin ambar ebadına; demiryolu taşımalarında paketleme ebadının eninin ve yüksekliğinin 2.70 mt.yi ve uzunluğunun 12.50/18.30 mt.yi geçmemesine dikkat edilmelidir.

Karayolu taşımalarında, paketleme ebadı eninin ve yüksekliğinin 2.30/2.40 mt.yi ve uzunluğunun 13.60 mt.yi geçmemesi, havayolu araçlarında paketleme ebadının uçağın kapısından girebilecek ve havayolu palet ve konteynerlerine yüklenebilecek ebatta olması gerekmektedir.

Demiryolu ve karayolu taşımalarında, araçların yükleme ebadını geçer eşyalar Gabari Taşkını (Out of Gauge) olarak, özel taşıma iznini gerektirmekte ve taşıma ücretleri normal ücretlerin çok üstünde oluşmaktadır.

İlaveten paketleme faaliyeti özellikle 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararıyla Türkiye ile Avrupa Birliği arasında tesis edilen Gümrük Birliği ve bu çerçevede imzalanan serbest ticaret anlaşmaları ile daha da önem kazanmıştır. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yapılan ihracatta, üçüncü ülkelerden (OGT / Ortak Gümrük Tarifesi’ne dahil olmayan ülkeler) ithal edilen malların nihai ürün olarak ihracında ya da Pan – Avrupa Menşe Kümülasyonu (PAMK) çerçevesinde nihai ürünün orijinini değiştirecek biçimde girdi olarak kullanılan nihai ürünlerin Türk malları ile birlikte sevkedildiği hallerde, bahse konu malların paketlemesinin ATR (ya da EURO) belgeleri eşliğinde ayrı ayrı yapılması, ihracatçıların OGT kapsamındaki ülkelerin gümrüklerinde sıkıntı çekmelerini önleyecektir



7. DOĞRUDAN VE KARMA TAŞIMALAR

Dış ticaret konusu eşyanın nakliyesi, satıcının, yüklediği yerden alıcının talep ettiği boşaltma yerine kadar aynı araçla yapılabileceği gibi araç değiştirerek de yapılabilir. Her iki halde de kullanılan taşıma sözleşmesi türü ayrı olmaktadır.

7.1. DOĞRUDAN TAŞIMA (DIRECT TRANSPORT)

Satıcının taşıma sözleşmesine dayanarak nakliyeciye teslim ettiği eşyanın, aynı taşıma aracıyla alıcısının belirttiği varış yerine kadar aktarma edilmeden taşınması, doğrudan taşıma konusunu oluşturur.

Alıcı, eşyanın doğrudan yani aktarmasız taşınacağını, satış sözleşmesinde veya akreditifte belirtmekle ve satıcı da buna uymakla yükümlüdür.

Nakliyecinin, taşıma senedinde eşyayı, satıcısından teslim aldığı noktadan alıcısına teslim edeceği noktaya kadar, doğrudan taşıyacağını belirtmesi gerekmektedir.

Taşıma senedinde, taşıma türü ve adı belirtilen araç ancak zorlayıcı nedenlerden (forcemajor) eşyayı varış yerinden başka bir yere boşaltabilir.

7.2. KARMA TAŞIMA (COMBINED TRANSPORT)

Nakliyecinin, taşıma sözleşmesinde, teslim aldığı eşyayı alıcısına kadar taşıması sırasında araç adını veya türünü değiştirmek ve dolayısıyla aktarma ederek taşıyacağını açıkca belirttiği halleri, karma taşıma olarak adlandırılır.

Alıcı, satın aldığı eşyanın aktarma edilerek taşınacağını satış sözleşmesinde veya akreditifte belirtmekle yükümlüdür.

Nakliyecinin, taşıma senedinde eşyayı, hangi noktada aktarma edeceğini ve aktarma edildikten sonra hangi taşıma türü ile taşıyacağını ve eğer biliniyorsa aracın adını, taşıma sözleşmesinde belirtmesi gerekmektedir.

Karma taşımalarda, genel taşıma sözleşmeleri kullanıldığı gibi, genellikle FIATA Negotiable Combined Transport Bill of Lading-FIATA Görüşülebilir Karma Taşıma Konşimentosu da kullanılabilmektedir.



8. TAŞIYICININ VE SEVKİYATÇININ SORUMLULUKLARI

Taşıyıcı, nakliye sırasında gözetimi altında bulunan eşyayı veya paketini yolculuk boyunca korumakla sorumludur. Eşyada veya paketinde herhangi bir hasar ya da zayi (kayıp) meydana gelmesi durumunda taşımacıların yükümlülükleri ulusal ticaret yasaları ile düzenlenir.

8.1. TAŞIYICININ EŞYAYI KORUMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Taşıma sözleşmesi uyarınca, taşımacı malı bütün taşıma süresince korumayı ve bunları devraldığı biçimde teslim etmeyi taahhüt eder.

a) Zayi: Taşımacının malı veya paketini teslim aldıktan sonra, ticari teamüllere ve uluslararası kurallara göre süresinde alıcısına teslim edemeyecek durumda olması hali, malın tam ziyana uğramasıdır.

Malın yanması, kaybolması, çalınması, yetkili makamlarca el konulması, yanlışlıkla alıcıdan başkasına teslim edilmesi ziyan halleridir. Malın tüm değerini kaybedecek derecede hasara uğraması halleri de zayidir. Taşınan malın tamamı ziyana uğrayabileceği gibi, sadece bir kısmının alıcısına teslim edilmemesi de, teslim edilmeyen kısım için zayi sayılmaktadır.

b) Hasar: Nakliyecinin taşıdığı malın meydana gelen ve malın değerinin azalmasına neden olan her türlü maddi kötüleşme hasar olarak tanımlanır.

8.2. TAŞIYICININ MALI BELLİ SÜREDE TAŞIMA BORCU:

Nakliyeci, teslim aldığı malın taşıma sözleşmesinde veya ticari teamüllerde veyahut uluslararası kurallarda belirtilen bir süre zarfında taşıyarak gönderilene teslim etmekle yükümlüdür.

Taşımanın, taşıma sözleşmesindeki, ticari teamüllerdeki veya uluslararası kurallardaki süreler içinde sonuçlandırılmaması halinde nakliyeci, üstlendiği borcu zamanında yerine getirmemiş olmaktadır.

8.3. TAŞIYICININ TALİMATLARA UYMA BORCU

Nakliyeci, malı koruma ve süresinde taşıma borcunun yanısıra taşıma sözleşmesinde belirtilen, ticari teamül olarak bilinen veya uluslararası kurallarda belirtilen hususlara da uymakla yükümlüdür.

a) Gönderenin Talimatlarına Uyma Borcu: Gönderen, taşımanın devamı sırasında nakliyeciye; gönderilenin değiştirilmesini, varış yerinin değiştirilmesini, malın kendisine iadesini veya malın belli bir depoda kendi emrinde bekletilmesini veyahut taşıma senedi üzerinde bazı değişiklikler yapılmasının talebi gibi talimatlar verebilir. Nakliyeci, gönderinin talimatlarına uymakla yükümlüdür.

b) Gönderilenin Talimatlarına Uyma Borcu: Nakliyeci, malı taşıma sözleşmesinde belirtilen varış yerine getirdiği andan itibaren gönderilenin, malı kendisinden başkasına teslim veya başka bir varış yerine teslim gibi, talimatlarına uygun hareket etmekle yükümlüdür.

8.4. TAŞIYICININ İHBAR BORCU:

Taşıyıcı, taşımanın başlamasını veya devam etmesini engelleyen bir durumun ortaya çıkması veya gönderilene teslimini engelleyen bir durumun ortaya çıkması halinde taşıma sözleşmesini yerine getirmediğini belirterek gönderene ve gönderilene, bu durumu bildirmekle yükümlüdür.

8.5. ARA TAŞIYICILARDAN DOLAYI TAŞIYICININ SORUMLULUĞU

Taşımacı taşımayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, taşıma sırasında yardımcılarını ve ara taşıyıcıları da taşıma ile görevlendirebilir. Taşıyıcının yardımcılarının, taşımada kullandığı kişilerin ve ara taşıyıcıların fiil ve kusurlarından dolayı ortaya çıkan sorumluluk, taşıma sözleşmesinde belirtilen nakliyecinin kendi kusurudur.

8.6. TAŞIYICININ TAZMİNAT ÖDEMESİ DURUMU

Nakliyeci taşıma sırasında malın kayba veya hasara uğramasından ya da gönderilene geç teslim edilmesinden doğan zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

a) Kayıp ve Hasar Durumunda Ödenecek Tazminat: Malın, nakliyeciye teslim edilmesinden sonra kayma (ziyana) ve hasara uğraması durumunda tazminatın, mal değeri taşıma sözleşmesinde belirtilmiş ise bu değer üzerinden, belirtilmemiş ise teslim yerindeki piyasa değeri üzerinden veya ticari faturasında belirtilen değeri üzerinden ödenmesi gerekmektedir.

b) Gecikme Dolayısıyle Ödenecek Tazminat: Malın, taşıma sözleşmesinde kararlaştırılan veya ticari teamüle ya da uluslararası kurallara uymayan süre içinde alıcısına gecikmeli teslimi dolayısıyle ödenecek tazminat, taşıma ücretinden kısmen veya tamamen düşülerek ödenmekle beraber, nakliyeci gecikmeden doğan zarar ve ziyandan sorumludur.

8.7. TAŞIYICININ SORUMLULUĞU SİGORTASI

Taşıyıcı, taşıma sırasında eşyanın zayi veya hasara uğramasından veya geç tesliminden doğan zararı sigorta şirketlerine "Taşıyıcının Sorumluluğu Sigortası"nı yaptırarak teminat altına aldırabilir.

Taşıyıcının sorumluluğundan doğan ödeme yükümlülüğü ayrıca uluslararası anlaşmalarla da belirlenmiştir.

Denizyolu taşımalarında her deniz konşimentosunun arkasında taşıyıcının sorumluluğu belirtilmiştir. Bu sorumluluk genellikle beher kap başına 500.- USD civarındadır. Ayrıca denizyolu taşıyıcıları aldıkları riski "P and I Club Insurance" adlı bir kuruluşa sigorta ettirerek teminat altına almaktadırlar.

Demiryolu taşımalarında, CIM anlaşmasına göre taşıdığı beher KG. için 17.- SDR'dir.

Karayolu taşımalarında, CMR Konvansiyonuna göre taşıdığı beher Kg. için 8.33 SDR'dir.

CMR sigortaları konusuna çalışmanın son bölümünde daha ayrıntılı değinilmiştir.

Havayolu taşımalarında taşıyıcının mesuliyeti 1955 tarihli Lahey Anlaşmasında beher kg için 20.- USD olarak belirlenmiştir.

8.8. TAŞIYANIN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN HALLER

Taşıyanın sorumluluğu konusunda buraya kadar belirtilenlerden anlaşılacağı üzere taşıyanın sorumluluğu navlun sözleşmesi ile taşıyana yüklenen yükümlülüklerin ihlali hallerinde, yani taşıyana yöneltilebilir bir kusurun varlığı halinde sözkonusudur. Bundan dolayı taşıyan, kusuru bulunmayan nedenlerden ileri gelen zararlardan sorumlu değildir. Bu hallerden büyük kısmı sorumluluğu ortadan kaldıran birer mücbir (zorlayıcı) sebep olarak ortaya çıkar. Diğer bir kısım ise, yükle ilgili diğer kişilerin (yani yükleyenin veya yükün sahibi ile yardımcıların) kusuru sözkonusu olan durumlardır. Türk Ticaret Kanunu'nun 1063. maddesinde sayılan bu hallerin varlığı durumunda taşıyanın sorumsuzluğu asıl olarak kabul edilmiş ve yükle ilgili kişilere taşıyana yöneltilebilecek kusurun kanıtlanması külfeti yüklenmiştir. Bu nedenle kendi kusuru dışındaki yangın ve geminin teknik yönetimindeki kusur hallerindeki "muhtemel sorumsuzluk" durumları şu biçimde sıralanabilir:

a) Denizin veya gemi işletmesine elverişli diğer suların tehlike ve kazaları (Fırtına, kötü deniz ve hava koşulları., dalgalar, siste yatma, gemiye deniz suyu girmesi, kaya ve kum tepeciklerine çarpma, karaya oturma vb.)

b) Savaş olayları, karışıklık ve ayaklanmalar, kamu düşmanlarının hareketleri, yetkili makamların emirleri veya karantina sınırlamaları, terörist eylemler, deniz korsanlarının müdahaleleri, zoralım, millileştirme işlemleri de bu kapsam içerisinde yer almaktadır.

c) Mahkemelerin el koyma kararları, gemi ve yüke yönelik her türlü haciz, zoralım, elkoyma kararları bu niteliktedir.

d) Grev, lokavt ve diğer çalışma engelleri. Bunların sorumsuzluk hali olması için sözleşmenin yerine getirilmesine engel oluşturacak boyutta olması ve taşıyanın kusurundan doğmamış olması gerekmektedir.

e) Yükletenin veya yükün sahibiyle acentenin veya temsilcisinin hareket veya ihmalleri.

f) Denizde can ve mal kurtarma girişimi

g) Hacim ve tartı itibariyle kendiliğinden eksilme (fire) veya malın gizli ayıpları ya da malın kendisine özgü cins ve niteliği. Yükte meydana gelen eksilmenin fire olarak kabul edilebilmesi için bunun kendiliğinden olması gereklidir. Uygulamada standardizasyonun sağlanabilmesi için fire konusunda çeşitli yükler bakımından sabit fire oranlar belirlenmiştir; bu belirlemenin yapılmamış olduğu durumlarda mahkemeler bu boşluğu doldurmaktadır.

h) Malın cins veya kıymetinin konişmentoda yanlış gösterilmesine taşıtan veya yükletenin bilerek (kasten) neden olmaları halinde, taşıyan her türlü sorumluluktan kurtulur.



9. NAKLİYAT İLE İLGİLİ BELGELER

9.1. DENİZ TAŞIMACILIĞINDA:Deniz taşımacılığında kullanılan başlıca belgeler şunlardır:

9.1.1. (Deniz) Konişmento(su) (B/L) (Bill of Lading): Konişmento, taşıma amacıyla yükün gemice teslim alındığını gösteren bir belgedir. O nedenle "teslim alma belgesi" de denebilir. Bu belge ile yük üzerinde taşıma hizmetinden doğan hak ve sorumluluklar taşıyana geçer. Dolayısıyle konişmentoda taşıma, teslim alma ve teslim etme koşulları bulunur. Konişmento “kıymetli evrak” hükmünü haiz bir belgedir.

Konişmentonun özellikleri şunlardır:

- Taşıyan yönünden bir alındıdır.

- Yükleyici ile taşıyan arasında bir sözleşme yapıldığının kanıtıdır (dayanağıdır).

- Kıymetli evrak (negotiable document) niteliğindedir. Yük taşınırken bile konişmento ile değiştirebilir; yani alınıp satılabilir.

Konişmento, taşıyan ve taşıtana-gerektiğinde üçüncü kişilere-uygulamada kolaylıklar sağlayacak bazı bilgiler içerir. Bunlar:

- yükleyicinin adı ve unvanı
- taşıtın (geminin) adı
- yükün nitelikleri (marka, içerik, ağırlık, hacim vb.)
- yükleme limanı
- boşaltma limanı
- navlun (ödenme yeri ve biçimi)
- alıcının adı, unvanı
- Konişmento numarası
- düzenleniş tarihi ve kopya sayısı
- kaptan ya da acentenin imzası ve tarihi

Konişmentolar değişik türlerde olabilmektedir. Bunları kısaca başlıklar halinde tanıyacak olursak:

a) Doğru Konişmento: Malın alıcıya teslim edilene kadar sayıca birden çok taşıyanla taşıma hizmetine tabi tutulmasıdır.

b) Kirli Konişmento: Şerh düşülmüş konişmentodur. Malın "görünürde iyi" durumda teslim alınmaması halinde sözkonusu olur. Yükleten (taşıtan) kirli konişmentoyu yeğlemez. Çünkü böylesi bir konişmentoyla ne yükün diğer kişilere devri olanaklıdır, ne yükleten parasını bankadan alabilir ne de yükü kolayca sigorta ettirebilir.

Böyle bir durumda, yükleten genellikle temiz konişmento karşılığında taşıyan teminat mektubu (letter of indemnity) verir. Bu mektupla yükleten, taşıyanı ve gemi kaptanını şerhli konişmentoya yol açan nedenlerin doğuracağı rikizolardan ve yasal sorumluklardan arındırdığına garanti verir. Uygulamada, yükletenin gemi bulamadığı buna karşın akreditifin yanma kertesine geldiği durumlar çokça gözlenir. Böylesi bir durumda yükleten malını sigortalattırıp taşıyana teslim edebilir. Yükün donatanın gözetiminde teslim edildiğini göstermek amacıyla düzenlenmiş konişmento sundurma (tesellüm) konişmentosu adını alır.

c) Sundurma (Tesellüm) Konişmentosu: Bu konişmento, yükün taşıyanın gümrük antreposunda ya da tesellümünde olduğunu gösterir. Yük gemiye yüklenmemiştir. Bu konişmentoda genellikle "in apparent good order and condition" deyimi bulunur.Gemiye yüklenmiş olduğunu belirten bir deyim konişmentoda yer almaz. Mal gemiye yüklendiğinde ise kesilen konişmentoya "shipped in apparent good order and condition" deyimi düşülür.

d) Aktarma Konişmentosu: Taşıyanın bir limana doğrudan servisi olmaması durumunda yakın ya da dolaydaki bir limana yükün aktarılarak başka bir gemiyle varma limanına götürüleceğini belirten konişmentodur.

9.1.2. Yükleme Ordinosu (Mate's Receipt): Yükün gemiye yüklenmek üzere teslim alındığını belirleyen makbuzdur. Yükleme öncesinde yükleyiciye verilir. Yük, gemiye yüklendikten sonra konişmentoyla değiştirilir. Bir tür güvence belgesidir.

9.1.3. Delivery Order: Tek konişmentoyla taşınan parsiyel (yani birden çok alıcısı olan) yüklerde alıcıları belirlemek için düzenlenir. Kıymetli evrak niteliği yoktur.

9.1.4. Manifesto (Manifest): Geminin varış limanlarına göre, gemideki yükün tüm özelliklerinin yazıldığı bir dökümandır. Yükleme limanındaki acente tarafından, konişmento içeriğine göre hazırlanır.

9.1.5. Navlun Mukavelesi (Charter Party=C/P): Bir malın iki liman arasında taşınması hazırlanmış sözleşmedir. Yük, bu anlaşma esaslarına göre taşınır. C/P'de bir tarafta kiracı, diğer tarafta armatör yer alır. Navlun mukavelesi, taşıma ile ilgili tüm koşulları içerir.

9.2. KARAYOLU TAŞIMACILIĞINDA

a) İhracı Standarda Tabi ürünler

İhraç konusu malların zorunlu standartlara uygun olup olmadıklarını gösteren belgedir. Dış Ticaret Müsteşarlığı-Dış Ticarette Standardizasyon Genel Müdürlüğü'ne bağlı Dış Ticarette Standardizasyon Denetmenliklerinden "Standart Kontrol Belgesi" alınır.

Uluslararası Gözetim Şirketlerine Hazırlanan Rapor ve Belgeler:

Gözetim şirketleri, gözetime konu malların kalitesinin, miktarlarının, döviz kuru ve mali şartlar da dahil olmak üzere fiyatının ve/veya gümrük sınıflandırmasının doğruluğunun saptanması ile ilgili her türlü konuda rapor ve belge vermektedirler.

Özetle malın incelenmesinin ve kalite kontrolünün, bağımsız ve tanınmış bir kontrol/gözetim şirketine yapılarak belgelenmesidir.

b) Uluslararası Orijin ve Bitki Sağlık Sertifikası-Phytosanitary Certificate

Bitki ve bitkisel ürün ihracatçısının, satacağı ürünlerde hastalık, zararlı maddeler ve ilaç kalıntılarının bulunmadığını gösterir "Uluslararası Orijin ve Bitki Sağlık Sertifikası" adlı belgeyi temin etmesi gerekmektedir. Konu ile muhatap kurum, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarım İl Müdürlükleridir.

İhracatçı, bu belgeyi temin etmek için, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Ankara İl Müdürlüğü Bitki Koruma Şubesi'nden Zirai Karantina Servisi Bitki İhraç Dilekçesinin bir örneği ve teknik yardım ücretinin yatırıldığına dair makbuz ile müracaat etmekte ve böylece işlemi başlatmaktadır.

İhracatçının başvurusu üzerine, Tarım İl Müdürlüklerinden kontrolör alınarak ürünün götürülmeye en müsait olduğu yerde bitki sağlığı açısından kontrolü yapılır. Kontrolör belgeyi tanzim ederek imzalar. Ortadoğu ve Körfez ülkeleri, bu belgenin ayrıca Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı ve kendi Büyükelçilikleri tarafından da tasdiklenmesini istemektedirler. Bunun yanısıra, alıcı ülkelerin istekleri doğrultusunda yapılan laboratuvar analiz raporları da bu belgeye eklenmektedir.

Bu uygulamanın uluslararası geçerliliği olması nedeniyle Bitki Sağlık Sertifikası önemli bir belgedir.Bu belgenin ihracat sırasında Gümrük İdarelerine ibrazı zorunludur.

c) Hayvansal Ürünlere İlişkin Sağlık Raporu (Health Certificate for Animal Export)

Canlı hayvan, hayvansal maddeler ve deniz ürünlerinin ihraç edilmesi için bu maddelerin sağlıklı olduğuna dair Tarım İl Müdürlükleri tarafından verilmiş bir belgedir. Ayrıca sözkonusu ürünler ile ilgili yedi ayrı belge bulunmakta olup herbiri için de yetkili kurum Tarım İl Müdürlükleridir.

d) Menşe Şahadetnamesi (Certificate of Origin)

Malın Türkiye'de yapıldığını veya menşeinin Türkiye olduğunu belirtmek amacıyla Ticaret Odaları tarafından verilen bir belgedir.

ABC Formu

Ticaret Odası tarafından tasdiklenmektedir. Üç nüsha halinde düzenlenir ve C Formu ihracatçı tarafından imzalanarak yerel odada kalıp, diğer iki nüsha (A,B) onayı müteakip ihracatçıya verilir.

Özel Menşe Şahadetnamesi:

Genelleştirilmiş Preferanslar Sisteminin sağladığı tavizli gümrük oranlarından yararlanılması için preferans tanıyan ülkelere yapılacak ihracatta özel bir menşe şahadetnamesi düzenlenmesi gerekmektedir.

Ülkemiz bu sistem çerçevesinde ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda, Rusya Federasyonu preferanslarından yararlanmaktadır.

Tavizlerden yararlanılabilmesi için ihracatın ilgili ülkelerden birine yapılması ve malın o ülkenin taviz tanıdığı GSP listesinde ismen yer alması gerekmektedir. Belgenin tanımında aranacak en önemli konu menşe kriteridir. 4 nüsha olarak eksiksiz ve usulüne uygun olarak doldurulan özel menşe şahadetnameleri odalarca beyan tasdiki işlemine tabi olmaktadır. Odalarca düzenlenmesinden sonra bir yazı ekinde Dış Ticaret Müsteşarlığı'na ve Bölge Müdürlüğüne gönderilmektedir. Buralardan da alınan onaydan sonra iki örneği ihracatçıya geri verilmektedir. Rusya Federasyonu'na GSP kapsamında yapılan ihracatta menşe şehadetnamesinin DTM (Anlaşmalar Genel Müdürlüğü) tarafından 23 nolu kaşe ile onaylatılması gerekmektedir.

Avusturalya ve Yeni Zelanda için resmi tasdik gerekmemektedir.

GATT Menşe Şahadetnamesi:

GATT'a bildirilmiş Ticaret Odaları tarafından tanzim edilen bir belgedir.

e) Radyasyon Belgesi

Türkiye Atom Enerji Kurumu tarafından verilen ve ürünlerinin radyasyon açısından herhangi bir tehlike teşkil edip etmediğini gösteren belgedir.

f) ATA Karnesi

Bu karne yurt dışında malların tanıtımı amacıyla yolcu beraberi veya kargo olarak gönderilen malın gümrük vergisine tabi olmadan geçici kabulüne imkan sağlıyan bir belgedir. Odalar Birliği tarafından verilir.

g) Helal Belgesi:

İslam Ülkelerinin yaptıkları et ithalatında alıcılar tarafından talep edilen bir belge olup, hayvan kesimlerinin yapıldığı mahalli müftülüklerce düzenlenir.

h) Analiz Raporu Gerektiren Ürünler

Halı Ekspertiz Raporu, Hediyelik Eşya İhracatında Ekspertiz Raporu, Lüle taşı, pipo ihracatında Ekspertiz Raporu için ihracatçı bağlı bulunduğu Oda'ya başvurmalıdır.

ı) İmalatçının Analiz Belgesi

Kimyevi maddeler vb. analiz gerektiren malların formüllerindeki elemanların isimlerini ve oranlarını gösteren bir belgedir.

i) Karayolu Taşıma Senedi

Kamyonla yapılan taşımalarda uluslararası CMR (Convention Merchandieses Routier) Anlaşması gereğince düzenlenen bir taşıma senedidir.

j) Tır Karnesi

TOBB tarafından verilmektedir. C2 yetki belgesine sahip şirketin C2 belgesine ibraz edip ortakları hakkında bilgi ve banka referanslarını sunarak uygun görüldüğü takdirde bu belge alınır.

k) Dolaşım Belgeleri (Movement Certificate)

AB ile Türkiye arasındaki ticarette ATR.1 ve ATR.3 olarak kullanılan dolaşım belgeleri, Gümrük Birliği Anlaşması imzalandıktan sonra sadece ATR olarak kullanılmaya başlanmıştır ve ATR.3 Belgesi kullanımdan kaldırılmıştır. Avrupa Birliğine yapılan ihracatta, malların Katma Protokolü gereğince tavizli gümrük indiriminden yararlanılması amacıyla ATR Dolaşım Belgesinin ihracatçı ülke yetkilileri tarafından düzenlenip gümrük idarelerince vize edilmesi öngörülmektedir.

İhracatçı, bağlı bulunduğu odadan aldığı ATR Belgesini eksiksiz ve tam olarak doldurmalı ve odaya onaylatmalıdır . Beş nüsha olarak doldurulan Dolaşım Belgesine;

* 1 Adet Fatura Sureti
* Dilekçe

eklenmektedir.

Dolaşım Belgesinin yeşil renkte zemini olan ilk nüshaları ihracatçıya verilmektedir. Beyaz renkli olan nüsha ise Gümrük İdaresinde kalmaktadır. Diğer 2 nüsha da fiili ihracatı takibeden ilk işgünü içinde Gümrük İdaresince ilgili odaya gönderilmektedir.

Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile demir çelik ürünlerinde (AKÇT ürünleri) parafe ettiği Serbest Ticaret Anlaşması kapsamı ürünlerin ihracatında EUR-1 Belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir.

l) Hamule Senedi- Semere Senedi-Taşıma Senedi

Karayollları taşımasında konşimento olarak tanımlanmaktadır. Hukuki bir belge niteliğini taşıyan bu akit alıcı tarafından tasdik edildikten sonra satıcıya ibraz edilir.

m) Konsolosluk Faturası

Yabancı bir ülkeye sevkedilen mallar için düzenlenen ve menşeinin belgelenmesini sağlamak üzere malın gönderileceği ülkenin konsolosluğunca onaylanan bir belgedir.

n) Tasdikli Fatura

İhracatçı tarafından ithalatçının ülkesinin konsolosluğuna onaylattırılan ticari faturadır.

o) Gümrük Uygunluk Belgesi

Gümrük idareleri tarafından verilen bu belge olmadan TIR karnesi alınamaz. Gümrüklü bir malın uygun bir arabayla taşındığını göstermektedir. Arabanın orijinal resimleri çekilmiştir. Bu orijinal durumundan farklı yapıları içeriyorsa düzeltilmesi istenir.

ö) Ekspertiz Raporu

Gümrük idareleri, malların değeri ve miktarı üzerinde tereddüte düşülmesi halinde Odaların tekrar incelemesini isteyebilir. Odaların hazırlayacakları bu rapora ekspertiz raporu denir.

p) Faturalar (invoices)

Gönderilen malın evsaf, cins ve miktarı ile değerini gösteren ve ihracat işlemlerinde konvertibl döviz üzerinden satıcı tarafından düzenlenen bir belgedir. (Proforma Fatura, Ticari Fatura, Navlun Faturası vb.)

r) Spesifikasyon Belgesi

Malların niteliği ve miktarının yanısıra malların birim fiyatları da ayrı ayrı gösterilmiş ise, bu belgeye spesifikasyon belgesi denir.

s) Çeki Listesi

Malın, fatura ve konişmento'da yazılı miktarının detaylı bir şekilde belirtilmesini teminen düzenlenen belgeye çeki listesi denir.

ş) Koli Listesi

İhraç edilecek malların miktarları, fiyatları ve konteynerlerin ihtiva ettiği ambalajların adetlerini belirten listedir.

t) Karayolu Manifestosu (Bill of lading)

TIR Karnesi, Hamule Senedi Karayolu ve Demiryolu ile yapılacak nakliyatlarda bu manifesto düzenlenmektedir. Taşımanın şeklini ve özelliklerini gösteren bir belgedir.

u) EURO-1

Türkiye ile EFTA ülkeleri arasında mevcut olan Serbest Ticaret Anlaşması gereği, EUR.I. Belgeleri, EFTA üyesi ülkelere ( İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn) yapılan ihracatta aranan belgedir.

Bu belge, TOBB- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne bağlı ihracatçının üyesi olduğu Oda'larca tasdiklenmektedir.

Bu belgenin temininde başvuru ve onay mercii ihracatçının bağlı bulunduğu Oda'dır. Önce EUR.I. formu temin edilerek doldurulur ve buna dilekçe, gerçek fatura (Maliye Bakanlığı'ndan onaylı kontrol makbuzu veya noter tasdikli ticari fatura) ve talepname eklenerek Oda'ya müracaat edilir.

9.3. HAVAYOLU TAŞIMACILIĞINDA

Malların havayolu ile taşınmasını sağlayan belge (AWB) havayolu faturasıdır. Deniz taşımacılığında konişmento ne ise havayolu taşımacılığında kullanılan bu fatura, tek bir temel fark ile konişmentonun aynısıdır.

Havayolu faturası devredilemez ve ciro edilemez. Malın alıcısını malların sahibi pozisyonuna getirecek orijinal bir (HYF) belgesi yoktur. Gönderilen eşya, belirtilen alıcıya, kimlik tanımından sonra imzalı bir alındı belgesiyle ve gerekirse ücreti ödenmek kaydıyla verilir. Eğer gönderilen mallar birleştirilmiş bir kargo ile gönderiliyorsa, konsolidatör tüm malları içeren sıradan bir (HYF) düzenler, ayrıca her bir parti için "house air waybill" denilen başka bir fatura da düzenleyerek varış yerindeki acentaya gönderilir. Konişmento da olduğu gibi tüm detaylı bilgiler (HYF) da da yer almaktadır. Havayolu nakliyatında fiyatlandırmada temel kıstas, kilo üzerinden ağırlık saptamaktır. Kesirli olan kilo ölçümlerinde ise ağırlık en yakın 0.5 kg yuvarlanır. Eğer ağırlık ve hacim arasındaki oran 6 kat ve yukarı ise (İngiltere'de bu oran 5'tir.), hesaplama hacim üzerinden yapılmaktadır.

ÖRNEK :9.7 kg lık bir paket 40 dm2 lik bir hacim işgal ediyorsa 40:9.7=4 bu da 6'dan küçük olduğu için ödeme 10 kg üzerinden yapılmaktadır.

9.7 kg lık aynı paket 75 dm3 lük bir hacim işgal ediyorsa 75:9.7 =6'yı aştığı için 75:6=12.5 kg üzerinden ödeme yapılır.

Deniz nakliyatında olduğu gibi orijinal konişmento gerekmediğinden Havayolu faturası yeterli olmaktadır. Bu yüzden malın hareketinden birkaç gün önce böyle bir malın geleceğinin uyarısının yapılması ve ticari faturanın bir fotokopisinin gönderilmesi uygun olacaktır. Ticari faturanın bir kopyesi aynı zamanda Havayolu faturasına da eklenmelidir. Yaş meyva-sebze nakliyatında ise malın hareketinden en az 48 saat önce, detaylı uçuş bilgilerinin faks ile bildirilmesi gerekir. Yaş sebze ve meyve sevkiyatlarının hafta sonlarına ve özel tatil günlerine denk gelmemesine özen gösterilmelidir.

9.4. DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞINDA

Denizyolu taşımacılığında kullanılan konişmentonun yerini, demiryolu taşımacılığında CIV ve CIM belgeleri almaktadır. Bu belgelerin ciro edilmesi olanaklı değildir.

17 Eylül 2010 Cuma

İhracatta Zorunlu Standart Denetimi (Yaş meyve ve sebze, bakliyat, bitkisel yağlar, pamuk ile kuru ve kurutulmuş meyveler)

Standart: Üzerinde mutabakat sağlanmış olan, kabul edilmiş bir kuruluş tarafından onaylanan, mevcut şartlar altında en uygun seviyede bir düzen kurulmasını amaçlayan, ortak ve tekrar eden kullanımlar için ürünün özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması ihtiyari olan düzenlemeyi, Zorunlu Standart: İlgili Bakanlıkça zorunlu uygulamaya konulan Türk Standardını, Standardizasyon ise Belirli bir faaliyetten ekonomik ve sosyal fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların katkı ve işbirliği ile standartlar, teknik düzenlemeler ve uygunluk değerlendirmesi işlemlerini içerecek şekilde belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemini ifade eder.

Yaş meyve ve sebze, bakliyat, bitkisel yağlar, pamuk ile kuru ve kurutulmuş meyvelerden oluşan, Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliği ekinde (Ek.1) yer alan tarımsal ürünler, ihracatta zorunlu standart denetimine tabidir.

Sözkonusu maddelerin ihracatında, ihracatçı, ilgili "Dış Ticarette Standardizasyon Denetmenleri Grup Başkanlığı"na müracaat eder. Yapılan kontroller sonucunda, mal, standardına uygun bulunduğu takdirde, gümrüklere ibraz edilmek üzere, "Dış Ticarette Standardizasyon Denetmenleri Grup Başkanlığı" tarafından, ihracatçıya "Kontrol Belgesi" verilir.

1930'lu yıllarda başlatılan bu uygulamanın amacı, geleneksel tarım ürünlerimizin dış ülkelerdeki itibarını muhafaza etmek ve istikrarlı pazarlar yaratmaktır.

İhracatta standardı zorunlu uygulamadaki tarımsal ürünlerin ihracında, yurt dışında iş yapan müteahhitler işçilerinin ihtiyacı olan zorunlu standart kapsamı malların ihracında kontrollerden muaf tutulmaktadır. Ayrıca, hariçte işleme yoluyla yapılacak ihracat ile Bedelsiz İhracat Tebliği kapsamında yapılan ihracatta da Kontrol Belgesi aranmamaktadır.

Bunun yanı sıra, 06/06/2009 tarih ve 27250 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren (2009/33) sayılı Ticari Kalite Denetim Yeterlik Belgesi Verilmesinde Uygulanacak Esaslara İlişkin Tebliğ ile belli şartları haiz işletmelere "Ticari Kalite Denetim Yeterlik Belgesi" verilmek suretiyle, bu işletmelerin ve bu işletmelerden ihraç kaydıyla söz konusu ürünleri temin eden firmaların ihracatta parti bazında kontrolden muaf'dır. Bu Tebliğ kapsamında yapılan ihracatta da Kontrol Belgesi aranmamaktadır.


Standardı İhracatta Zorunlu Uygulamada Bulunan Ürünler Listesi
Gümrüklerde Kontrol Belgesi Aranan Eşyalar

Salyangozlar (Deniz salyangozları hariç), Tavuk yumurtaları, Taze patates (1 Ocak’tan 30 Haziran’a kadar olanlar), Diğerleri (Patates, Domates (taze veya soğutulmuş, Kuru Soğan, Taze Sarımsak, Kuru Sarımsak, Pırasa, karnabahar, Brüksel Lahanası, Beyaz lahana, Kırmızı lahana, Baş marul
Başlı Hindiba,Diğerleri,Havuçlar,Kök kerevizi,Yaprak kerevizleri,Hıyarlar,
Kornişonlar,Kabuklu bezelye,Fasulye,Barbunya (kabuklu),Kabuklu baklagiller
Kuşkonmazlar, Enginarlar,Patlıcanlar,Agaricus cinsi mantarlar,Sivri biber,
Dolmalık biber, Çarliston biber, Kırmızı biber (paprika),Ispanak,dolmalık kabak, Sakız kabağı ,Bamya , Maydanoz ,Diğerleri (Nohut),Diğerleri (Vigna mungo (L.) Hepper veya vignaradiata (L.) wilczek türü fasulyeler), Diğerleri (Küçük kırmızı (Adzuki) fasulye) ,Diğerleri (Adi fasulye, beyaz fasulye dahil),Barbunya ,Yeşil mercimek ,Kırmızı mercimek ,Kabuklu Cevizler, Kabuksuz Cevizler,Kabuklu fındık, Kabuksuz fındık, Kestane ,(Castanea Spp.) , Antep fıstığı , Taze incir, İncir- Kurutulmuş Avokado Armudu, Portakal (Tatlı,taze) , Mandarin (Klemantin ), Monreale Satsuma, Mandarin ve vilking , Tanjerin , Diğerleri ( Mandarin), Greyfurt (pomelolar dahil), Limon (Citrus limon, Citrus limonum), Tatlı limonlar (Citrus aurantifolia, Citrus latifolia) , Diğer taze turunçgiller, Üzümler (Taze, Sofralık), Sultani üzümü (kurutulmuş üzüm), Diğerleri (kurutulmuş üzüm), Karpuzlar , Diğerleri (Kavun) , Elma (golden cinsi ), Starking elma , Starkrimson elma , Diğerleri (Elma), Armut (Diğerleri), Ayva , Kayısı (zerdali dahil) , Vişne (Prunus cerasus) , Diğerleri (Kiraz)
Diğerleri (Şeftali) , Can eriği , Mürdüm eriği , Diğer erikler , Çilek,
Kivi , Nar , Meyveler (kurutulmuş)-Kayısı (zerdali dahil), Mahlep , İncir ezmesi , Diğerleri (Kabuklu yer fıstığı), Kabuksuz yer fıstığı (kırılmış olsun olmasın) , Palamut , Palamut tırnağı , Diğerleri (Soya yağı-yemeklik) , Diğerleri (Yer fıstığı yağı-yemeklik) , Zeytinyağı ve fraksiyonları (Saf zeytinyağı), Net ağırlığı 1 kg’a kadar olan hazır ambalajlarda olanlar , Net ağırlığı 1-2 kg arası olan hazır ambalajlarda olanlar , Net ağırlığı 2-5 kg arası olan hazır ambalajlarda olanlar ,
Zeytinyağı ve fraksiyonları (Diğerleri), Net ağırlığı 1 kg’a kadar olan hazır ambalajlarda olanlar, Net ağırlığı 1-2 kg arası olan hazır ambalajlarda olanlar, Net ağırlığı 2-5 kg arası olan hazır ambalajlarda olanlar , Bitkisel katı ve sıvı yağlar ve bunların fraksiyonları, zeytinyağı , Prina yağı , Diğerleri (Palm yağı-yemeklik) , Ayçiçeği tohumu yağı (Yemeklik), Ayçiçeği tohumu yağı (Yemeklik) , Aspir yağı (Yemeklik)
Diğerleri (Pamuk tohumu yağı-yemeklik) , Diğerleri (Hindistan cevizi yağı-yemeklik), net ağırlığı 1 kg. veya daha az olan hazır ambalajlarda bulunanlar , Diğerleri (hindistan cevizi yağı-yemeklik), Net ağırlığı 1kg. veya daha az olan hazır ambalajlarda bulunanlar (Yemeklik palm çekirdeği ve babassu yağları ve bunların fraksiyonları), Palm çekirdeği yağı , Babassu yağı , Diğerleri (Yemeklik rep, kolza (kanola) ve hardal yağı ve bunların fraksiyonları), Diğerleri (Diğerleri-Yemeklik rep, kolza ve hardal yağı ve bunların fraksiyonları), Diğerleri (Mısır yağı-yemeklik )
Diğerleri (Susam yağı-yemeklik) , Kıyılmış fındık (beyazlatılmış, kavrulmuş kabuksuz fındıktan mamul) , Dilinmiş fındık (beyazlatılmış, kavrulmuş kabuksuz fındıktan mamul) , Kavrulmuş, bütün haldeki kabuksuz fındık , Yağda kavrulmuş tuzlu kabuksuz fındık , Beyazlatılmış kabuksuz fındık , Diğer kavrulmuş kabuksuz fındık , Kavrulmuş, bütün haldeki kabuksuz fındık (çıkıntısı ayrılmamış) , Diğer işlenmiş kabuksuz fındıklar , Kıyılmış fındık (beyazlatılmış, kavrulmuş kabuksuz fındıktan mamul) , Dilinmiş fındık (beyazlatılmış, kavrulmuş kabuksuz fındıktan mamul) , Kavrulmuş, bütün haldeki kabuksuz fındık , Yağda kavrulmuş tuzlu kabuksuz fındık, Beyazlatılmış kabuksuz fındık , Diğer kavrulmuş kabuksuz fındık , Kavrulmuş, bütün haldeki kabuksuz fındık (çıkıntısı ayrılmamış) , Diğer işlenmiş kabuksuz fındıklar , Pamuk Linteri,
Diğerleri (Pamuk-karde edilmemiş veya penyelenmemiş) , Diğerleri (Pamuk döküntüleri-iplik döküntüleri dahil) , Penye telefi (Ditme suretiyle edilen edilen döküntüler) , Tarak telefi (Ditme suretiyle edilen edilen döküntüler) , Diğerleri (Ditme suretiyle edilen edilen döküntüler)
Diğerleri (Tarak telefi) , Diğerleri (Penye telefi) , Lampant zeytinyağı,
Diğerleri-Sadece zeytinden elde edilen diğer sıvı yağlar ve bunların fraksiyonları , Diğerleri (Muz), Yalnızca 7. Fasıldaki karışık olarak 3 kg’a kadar ambalajlanmış yaş sebzeler, Yalnızca 8. Fasıldaki karışık olarak 3 kg’a kadar ambalajlanmış yaş meyveler,

15 Eylül 2010 Çarşamba

Konsinye Suretiyle (Komisyoncu Vasıtasıyle) Satış İşlemlerinin Borçlar Hukuku ve Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu

GİRİŞ

Serbest piyasa ekonomisinde pazarlama politikaları da diğer ticari politikalar gibi değişim ve gelişimlere uğramaktadır. Ülkemizde de gerek ekonomik koşullar ve gerekse izlenen pazarlama politikaları sonucu bazı ticari işletmeler satış işlemlerinin bir kısmını direk alıcı yerine komisyoncular (konsinye) aracılığı ile alıcılara ulaşmaktadırlar. Nihai satış işlemi olmayan bu tür teslimlerin vergisel boyutu özellik arz etmektedir. Ancak; vergisel boyutunun sağlıklı irdelenmesi için öncelikle olayın Borçlar Hukuku yönünden ele alınması gerekmektedir.

I-BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN

Komisyoncu vasıtasıyla yapılan işlemlerin hukuki mahiyeti ve özellikleri Borçlar Kanunu’nun 416 – 430. maddelerinde düzenlenmiştir.

MADDE 416 – Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alım ve satımını deruhte eden kimsedir.

MADDE 430 – Malzemesi iş sahibi tarafından verilmek suretiyle imal edilecek menkul eşya hakkındaki komisyon işleri, eşya misli şeylerden olmasa da, alım ve satım komisyonu hükmündedir.

Alım ve satım komisyonu sayılmayan işleri ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkili hesabına deruhte eden alım ve satım komisyoncusu ile komisyon işlerini kendisine sanat edinmeyip de arızi alarak üzerine alan tacir hakkında dahi bu babın hükümleri tatbik olunur.

Taşıma işleri komisyonculuğu hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.

Maddedeki “Müvekkil” deyimi, komisyoncuya iş veren kimseyi ifade etmektedir. Komisyoncular vasıtasıyla yapılan satışta satış kar’ı mal sahibine aittir. Komisyoncu ücret alır, “Komisyon” deyimi komisyoncunun aldığı bu ücrettir.

Komisyoncu ile müvekkil arasındaki mukaveleye “Komisyoncu Mukavelesi” denir. (EK.1)

Komisyoncu vasıtasıyla yapılan satışlarda, komisyoncu malı, bir ücret karşılığında, fakat mal sahibi hesabına satar.

Komisyoncu, ancak kıymetli evrak ve menkul alım satımı konusunda sözleşme yapabilir. Bunun dışında yapılan sözleşmelere vekalet hükümleri uygulanır.

Konsinye sözcüğünün anlamı, mülkiyet devri yapılmaksızın, malların satış sorumluluğunu yüklenen bir kişiye (komisyoncuya) gönderilmesidir. Gönderilme ile malın mülkiyetinin değil, yalnızca zilyetliğinin devri söz konusu olmaktadır. Konsinye satışta mallar; gönderenin belirleyeceği fiyatlarla müşterilere satılmak üzere veya satılmadığı takdirde iade edilmek kaydıyla, gönderilenin zilyetliğine bırakılır.

Başka bir anlatımla, mal satışları bazı hallerde doğrudan doğruya yapılmaz. Bir kişi aracılığıyla olur. Mal aracının deposuna, bir banka deposuna, umumi mağazalara veya gümrük antrepolarına gönderilir. Emanet suretiyle yapılan bu şekildeki satışlara, konsinyasyon suretiyle satış denir. Malı gönderen tüccar veya işletmeye “konsinyatör” (Consignor) ve malı satmak koşuluyla teslim alan tüccar veya işletmeye de “konsinyi” (Consignee) denilmektedir. Konsinye işleminde malın konsinyiye gönderilmesi satış sözleşmesine dayanmadığından mala ilişkin mülkiyet devredilmemektedir. Bu bakımdan konsinye maldan satılmayan konsinyatörün stoklarında görünür. Satışa aracılık eden kişi, bir komisyoncu olabileceği gibi diğer herhangi bir ticari vekilde olabilir. Mala ilişkin belgeler komisyoncu veya ticari vekile verilebileceği gibi, belirli koşullarla bir bankada da bulunabilir. Satıcı ile aracı arasındaki ilişkiler, aracının bir komisyoncu veya ticari vekil oluşuna göre bunlara ait esaslar dahilinde yürütülür.

Konsinyasyon suretiyle yapılan mal satışlarında, tüketicinin malı konsinyiden satın alması ile mal sahibinin konsinyiye mal satması aynı anda gerçekleşmektedir. Konsinye satış işlemi, satılacak malın konsinyiye gönderilmesi ve konsinyi tarafından fiili satışının yapılması olarak iki aşamada gerçekleşmektedir.

Konsinyasyon suretiyle satışta konsinyi (kendisine mal bırakılan kişi) malı kendi nam ve hesabına satar. Konsinyasyon suretiyle satışta, satışın kar ve zararı konsinyiye aittir. Konsinyi malı kararlaştırılan bedelden yukarı satmak suretiyle kar elde eder.

Komisyoncular ve konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, satılmak üzere bekleyen malın mülkiyeti satış vukuu buluncaya kadar malı gönderenin üzerinde kalmaktadır.

Komisyoncular aracılığıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda malın sahipleri tarafından, bu aracılara elden verilmesi veya gönderilmesi satış sözleşmesinden kaynaklanmadığı için, mülkiyetin nakline ilişkin bir işlem değildir. Mal satılmak üzere, bu kişilere bırakılmıştır. Gönderen, malın maliki durumundadır. Bu kişiler malın satışına aracıdır. Bu nedenle, malın söz konusu aracı kişilere satılmak üzere gönderilmesi katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır.

II-VERGİ HUKUKU AÇISINDAN

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/d maddesine göre, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi vergiyi doğuran olay olarak kabul edilmiştir.

Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinye suretiyle yapılan satışlarda; mal sahiplerince komisyonculara veya konsinyi ye yapılan mal tevdiinde, malın tasarruf hakkı devredilmemekte, mal sadece satılmak üzere bunlara verildiğinden, bu aşamada Kanunun anladığı anlamda bir teslimden söz etmek mümkün değildir.

Bu nedenle teslim, malların komisyoncuya ve konsinyiye tevdiinde değil, malların bunlar tarafından gerçek alıcısına verilmesi anında meydana gelmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/b maddesine göre malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.

ÖRNEK:

-Kurumlar Vergisi mükellefi olan İstanbul’daki imalatçı (A), 10 adet makineyi 15.06.2002 tarihinde satması için Ankara’daki (B) firmasına göndermek üzere sevk irsaliyesi düzenleyerek sevk etmiştir. (B) firması makineleri 17.06.2002 tarihinde teslim almıştır. Söz konusu makinelerden 5 adedi (B) firması tarafından 15.07.2002 tarihinde (C) firmasına satılmasında vergiyi doğuran olay 15.07.2002 tarihinde meydana gelmektedir. 5 adedinin faturası 15.07.2002 tarihinden geçerli olmak üzere (A) firması tarafından (C) firmasına kesilecek ve komisyoncu (B) ise komisyon karşılığı faturasını (A) firmasına kesecek, satılmayan konsinyide kalan 5 adedi ise (A) firmasının stok kayıtlarında devam edecektir. Tüm taraflar için hasılat, hesaplana KDV, indirilecek KDV 15.07.2002 tarihi itibari ile doğmaktadır. Konun muhasebeleştirilmesi (EK.2) olarak düzenlenmiştir.

Konsinye olarak satılmak üzere teslim edilen emtia için faturanın, irsaliye tarihinden itibaren değil, satışın gerçekleştirildiği tarihten itibaren 10 gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir.

Danıştay’ın bu konudaki bir kararının özeti aşağıdaki gibidir.

"Olayda yükümlü şirketin müşterisi durumundaki …..Sanayi Anonim Şirketine konsinye olarak gönderdiği kaynak ve punto makineleri için kanuni süreden sonra fatura düzenleyip katma değer vergisi beyannamesi verdiği gerekçesiyle adına ikmalen tarh olunan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; ekonomi literatüründe konsinye’nin, bir işletmenin sahip olduğu malın bir kısmını satmak koşulu ile ve emanet olarak diğer bir işletmeye gönderilmesi işlemi olarak tanımlandığı, bu tanımlama karşısında, davacının imalatını yaptığı iki adet kaynak makinesinin müşteri firmaya 31.03.1989 gün ve 182912 sayılı sevk irsaliyesi ile gönderildiği, adı geçen irsaliyede ise, “ konsinye olarak gönderilmiştir” ibaresinin görüldüğü, bu durumda özel imalata konu emtianın müşteriye denenmek üzere gönderildiğinin kabulü gerekeceği, bu durumda, 31.03.1989 tarihli sevk irsaliyesi ile gönderilen makinelerin müşteriye teslim tarihi, satın almanın kabul edildiği 11.09.1989 tarihi olduğuna göre, kabul tarihinden 4 gün sonra 15.09.1989 tarihinde satıcı tarafından fatura düzenlenmesinin ve bu satışa ait katma değer vergisinin süresinde (Eylül döneminde) beyan edilmesinin vergi ziyaına yol açmadığı gerekçesi ile kabul ederek tarhiyatı terkin eden …. Vergi Mahkemesinin 12.03.1991 gün ve 1991/328 sayılı kararının; satışların konsinye satış olmadığı, satıcı ile alıcı arasında bir temsilci veya aracının bulunmadığı, bir makinenin 6 ay gibi bir süre denenmesinin mümkün olmadığı iddialarıyla bozulması isteminin reddine karar verilmiştir."

Yukarıda açıklandığı üzere komisyoncu veya konsinyeye emanet olarak verilen mallar komisyoncuların veya konsinyenin mülkiyetine geçmez.

Komisyonculara veya konsinyiye malın satılmak üzere gönderilmesinde VUK’nun 230/5. maddesi gereğince sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmektedir.

Malın komisyoncu veya konsinyi tarafından satılmasında, malın satıldığının süratle mal sahibine bildirilmesi ve mal sahibinin de VUK ’nun 230 ve 231. maddelerine uygun bir şekilde satış faturasını tanzim etmesi gerekmektedir.

Komisyoncu emanet olarak aldığı malı satması karşılığında hak ettiği komisyon ücreti için komisyon faturası düzenleyecek ve malının satımı için aracılık talep eden satıcıya gönderecektir.

Bu durumda mal sahibinin düzenlediği faturanın satış bedeli + KDV komisyoncunun düzenlediği faturanın da komisyon + KDV şeklinde olması gerekmektedir.

Mal sahibinin düzenlediği faturadaki KDV, mal sahibinin alıcıdan tahsil ettiği ve vergi dairesine yatıracağı hesaplanan KDV’dir.

Komisyoncunun düzenlediği faturadaki KDV, komisyoncunun hizmeti karşılığında mal sahibinden tahsil ettiği ve vergi dairesine yatıracağı hesaplanan KDV, mal sahibinin ise komisyoncuya komisyon ücreti karşılığında ödediği indirilecek KDV’dir.

III-SONUÇ

Konsinyenin anlamı mülkiyet devri yapılmaksızın malın alıcı adayı durumundaki kimseye verilmesi veya gönderilmesidir.

Komisyoncu vasıtasıyla yapılan işlemlerin hukuki mahiyeti ve özellikleri Borçlar Kanunu’nun, 416 – 430 uncu maddelerinde düzenlenmiştir. KDV Kanunu’nun 10/d maddesi hükmünün uygulanabilmesi için taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu’nun söz konusu maddelerine uygun olması gerekir. Aksi halde KDV, malın komisyoncu gibi görünen fakat gerçekte komisyoncu değil, alıcı durumunda olan kimseye gönderildiği tarih itibariyle doğmuş sayılabilir.

Komisyoncuda veya konsinyecide satılmak üzere bekleyen malın mülkiyeti, satış vaki oluncaya kadar malı gönderende kalır. Bu mal yıl sonu itibariyle satılmamış durumda ise malı gönderenin stokları arasında yer alır.

Komisyoncuya veya konsinyiiye mal sevkedilmesi halinde de sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekir. (V.U.K.Md.230/5). Bu irsaliyede malın komisyoncu vasıtasıyla (veya konsinye suretiyle) satılmak üzere gönderildiği belirtilmelidir. Mal satılıp, anlaşmaya göre malı satın alan adına fatura düzenlendiğinde, bu faturada söz konusu irsaliyenin numarası ve malın komisyoncu veya konsinyi tarafından satıldığı tarih (irsaliye tarihi değil) belirtilecektir.
Bu şekildeki sevkiyatın çok yoğun olduğu işlemlerde, irsaliye ile faturanın ilgisinin kurulması konusunda büyük güçlüklerle karşılaşabilmektedir. Keza birden fazla tüccara ait aynı neviden malları teslim alan komisyoncu, veya konsinyeci hangi tüccara ait malın satıldığını tespit konusunda güçlük çekmekte, bu durum KDV nin doğru zamanda hesaplandığı konusunda tereddütlere yol açabilmektedir.

EK-1

KONSİNYE MAL SATIŞ SÖZLEŞMESİ




A-TARAFLAR :
1- KONSİNYE VEREN
ADI/SOYADI/ÜNVANI :
ADRESİ :
VERGİ DAİRESİ :
VERGİ NOSU :
TELEFONLARI :

2- KONSİNYE ALAN
ADI/SOYADI/ÜNVANI :
ADRESİ :
VERGİ DAİRESİ :
VERGİ NOSU :
TELEFONLARI :

B-KONSİNYE ŞARTLARI

1- Satışa konu mallar KONSİNYE VEREN tarafından Sevk İrsaliyesi ile KONSİNYE ALAN’a teslim edecek. İlgili Sevk İrsaliyesinde VUK nun 230/5 maddesi gereğince “Konsinye Olarak Teslim Edilmiştir” ibaresi yazılacaktır. KONSİNYE ALAN tarafından imzalanan Sevk İrsaliyesinin bir sureti KONSİNYE VEREN’e iade edilecektir.

2- Konsinyenin anlamı, mülkiyet devri yapılmaksızın, malın alıcı adayı durumundaki kimseye verilmesi veya gönderilmesidir. Malın KONSİNYE ALAN tarafından satılması halinde durum süratle mal sahibi olan KONSİNYE VEREN ’e bildirilecek, böylelikle malı göndermiş olan asıl satıcının (KONSİNYE VEREN) en geç 10 gün içerisinde VUK nun 231/5 maddesi gereğince alıcısına faturasını kesecektir. Bu faturada söz konusu irsaliyenin numarası ve malın KONSİNYE ALAN tarafından satıldığı tarih belirtilecektir. Malın KONSİNYE VEREN tarafından alıcısına fatura edilmesinden itibaren en geç 10 gün içerisinde KONSİNYE ALAN, KONSİNYE VEREN’e “Konsinye Satış Primi” faturasını keserek %... gelirini tahsil edecektir.

3- KONSİNYE ALAN tarafından yapılan işlemlerin hukuki mahiyet ve özellikleri BORÇLAR KANUNU’nun 416-430 uncu maddeleri kapsamındadır. KDV Kanunu’nun 10/d maddesi hükmünün uygulanabilmesi için taraflar arasındaki ilişkinin BORÇLAR KANUNU’nun söz konusu maddelerine uygun olması gerekir. Aksi halde KDV, malın komisyoncu gibi görünen fakat gerçekte komisyoncu değil, alıcı durumunda olan kimseye gönderildiği tarih itibariyle doğmuş sayılabilir.

4- İhtilaf halinde .........................mahkemeleri yetkilidir.

İş bu Konsinye Satış Sözleşmesi dört ana maddeden ibaret olup, aşağıda imzaları bulunan taraflar arasında yukarıdaki şartlar dahilinde ……................. tarihinde …..................’da düzenlenmiştir.


KONSİNYE VEREN KONSİNYE ALAN


EK-2
KONSİNYE İŞLEMLERİNDE MUHASEBE KAYIT ÖRNEKLERİ

A.Satıcının Yapacağı Kayıtlar

1.Malların (konsinyatöre) sevkine ilişkin muhasebe kaydı;



153 DİĞER STOKLAR XX
Konsinye Olarak Gönderilen Mallar
153 TİCARİ MALLAR HS. XX
Stoktaki Mallar

2.Malların (konsinyatör tarafından) satışına ilişkin muhasebe kaydı;

120 ALICILAR HESABI XX
600 YURTİÇİ SATIŞLAR HESABI XX
391 HESAPLANAN KDV HESABI XX


3.Satışı yapılan malların maliyet hesabına devrine ilişkin muhasebe kaydı:

621 SATILAN TİC. MALLAR MALİYETİ XX

153 MAMULLLER HESABI XX
Konsinye Olarak Gönderilen Mallar


4.Tahakkuk eden (konsinyatörün) komisyon bedelinin muhasebe kaydı;

760 PAZARLAMA SATIŞ DAĞ.GİD. HS. XX
191 İNDİRİLECEK KDV HS. XX

320 SATICILAR HESABI XX


5.Komisyon bedelinin banka aracılığı ile (konsinyatöre) ödenmesine ilişkin muhasebe kaydı;

102 BANKALAR HESABI XX

120 ALICILAR HESABI XX

B.Konsinyatörün Yapacağı Kayıtlar

1.Mallar (konsinye olarak) teslim alındığında yapılacak muhasebe kaydı;

932 EMANET ALINAN STOKLAR XX
Konsinye Olarak Alınan Mallar

933 EMANET STOK VERENLER XX
Konsinye Mal Verenler

2.Satış sonrası Nazım Hesapların satılan mallarla ilgili kısmının kapatılmasına ilişkin muhasebe kaydı;

933 EMANET STOK VERENLER XX
Konsinye Mal Verenler

932 EMANET ALINAN STOKLAR XX
Konsinye Olarak Alınan Mallar

3.Satış sonrası komisyon gelirinin muhasebe kaydı;

120 ALICILAR HESABI XX
600 YURTİÇİ SATIŞLAR HESABI XX
391 HESAPLANAN KDV HESABI XX

4.Komisyon bedelinin banka yolu ile tahsiline ilişkin muhasebe kaydı

102 BANKALAR HESABI XX
120 ALICILAR HESABI XX


KAYNAK: İstanbul, 06.09.2003 Talha APAK-YMM

Konsinye İhracat

Kesin satışı daha sonra yapılmak üzere dış alıcılara, komisyonculara, ihracatçının yurtdışındaki şube ve temsilciliklerine mal gönderilmesi şeklinde yapılan ihracat biçimidir.

>>Konsinye ihracat talepleri ilgili ihracatçı birliklerine yapılmaktadır.

>>Madde ve/veya ülke politikası açısından Müsteşarlık tarafından getirilebilecek düzenlemeler kapsamındaki mallarla ilgili konsinye ihraç talepleri Müsteşarlığın görüşü alındıktan sonra, bunun dışında kalan mallara ilişkin talepler ise doğrudan ihracatçı birliklerince sonuçlandırılır.

>>Konsinye ihracata izin verilmesi halinde ihracatçı birliklerince gümrük beyannamesi üzerine konsinye ihracat meşruhatı düşülerek onaylanır.

>>Konsinye ihracat meşruhatı düşülerek onaylanan gümrük beyannamelerinin 90 gün içinde gümrük idarelerine tevdii gerekmektedir.

>>İhracatçılar, konsinye olarak gönderilen malların kesin satışının yapılmasını müteakip 30 gün içinde durumu, kendileri tarafından düzenlenmiş kesin satış faturası veya örneği ve gerekli diğer belgeler ile birlikte izni veren ihracatçı birliklerine ve aracı bankaya bildirirler.

>>Konsinye olarak gönderilen malların fiili ihraç tarihinden itibaren bir yıl içinde kesin satışının yapılması gerekir.

>>Bu süre, bitiminden önce başvurulmak kaydıyla haklı ve zorunlu nedenlerle izni veren merci tarafından toplam bir yıla kadar uzatılabilir.

>>Bu tür ihracatta kambiyo mevzuatına göre bedelin kesin satışı müteakip 180 gün içinde yurda getirilmesi gereklidir.

>>İhraç ürünlerinin satılamaması durumunda ise gümrük mevzuatı çerçevesinde ülkemize geri getirilmeleri zorunludur.

12 Eylül 2010 Pazar

İhraç Kaydıyla Yapılan Mal Teslimlerinde Beyan Ve İade Uygulaması İle İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişikliğe İlişkin Yeni Düzenlemeler

İHRAÇ KAYDIYLA YAPILAN MAL TESLİMLERİNDE BEYAN VE İADE UYGULAMASI İLE İMALATÇI ALEYHİNE MATRAHTA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN YENİ DÜZENLEMELER

I.GİRİŞ

İmalatçılar tarafından ihracatçılara “ihraç kaydıyla” teslim edilen malların ihracat işlemleri KDV kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; ihraç edilmek üzere ihracatçılara yapılan teslimler üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmemesi, ödenmeyen bu verginin de imalatçılar tarafından ilgili dönem beyannamesinde tecil ve ihracatın gerçekleşmesini müteakip terkin edilmesi öngörülmüştür. Söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen vergi terkin olunur.

KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamındaki son düzenlemeler sırası ile aşağıda açıklanmıştır;
05.05.2004 tarih, 14 no.lu KDV Sirküleri ile; “İhraç Kayıtlı Dövize Endeksli Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farklarının Vergilendirilmesi”
31.07.2004 tarih, 25539 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan 5228 sayılı yasanın 59/2-b maddesi ile; “İhraç Kayıtlı Dövize Endeksli Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farklarının KDV sinin İade Edilecek KDV’ye Etkisi”
14.01.2005 tarihinde yayımlanan 24 No.lu KDV Sirküleri ile; “2005 yılı Ocak ayından itibaren kullanılacak olan yeni KDV Beyannamelerinin düzenlenmesi kapsamında, ihraç kaydıyla teslim ve bu teslimlere bağlı olarak meydana gelen KDV iade uygulaması”
Son olarak;

03.07.2005 tarih, 25864 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile; “Nakden veya Mahsuben İadenin Yapılacağı Tarih ve İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişikliğe Yönelik Uygulamalar”
14.10.2005 tarihinde yayımlanan 33 No.lu KDV Sirküleri ile; İhraç Kaydıyla Teslimlerde Beyan ile, İhraç Kaydıyla Teslimlerde Tecil Edilemeyen Verginin İadesi” Konularında düzenlemeler yapılmış bulunmaktadır.

Bu yazımızda özellikle, 95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği kapsamında çıkarılan 33 Seri No.lu Sirküler ile getirilen, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimlerinde beyan ve İade uygulaması ile imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişiklikler ele alınacaktır.

II.KAPSAM

A- 95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği İle Getirilen Düzenlemeler:

1. Nakden veya Mahsuben İadenin Yapılacağı Tarih
95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (4.1) bölümünde, tereddütlerin giderilmesi amacıyla özetle aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

İhraç kaydıyla teslimler, teslimin yapıldığı dönem beyannamesinin 1 ve 10 numaralı tablolarına dahil edilecektir. 1 numaralı tabloda yapılan beyan ile bu teslimler üzerinden vergi hesaplanması sağlanmakta, 10 numaralı tabloya yapılan beyan ile ise;

- tecil edilebilir KDV (89 uncu satır),

- tecil edilecek KDV (38 inci satır),

- ihracatın gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilemeyen KDV (90 ıncı satır), tutarları belirlenmektedir.

İhracatın gerçekleştiği dönemde tecil edilen vergi terkin edilmekte, tecil edilemeyen vergi için iade hakkı doğmaktadır. İadenin yapılabilmesi için ihracatın gerçekleşmesi ve 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (I/1.1.3.v) bölümünde sayılan belgelerin vergi dairesine ibraz edilmesi yeterlidir. İade tutarının beyannamenin 83 üncü satırına dahil edilmesi şeklindeki uygulamadan vazgeçilmiştir. Buna göre mükellefler ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadeleri için ihracatın gerçekleştiği dönemde iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle birlikte vergi dairesine başvuracaklar, yapılacak değerlendirmeden sonra iade talepleri bu dönem beyannamesi dışında gerçekleştirilecektir. İade tutarları herhangi bir dönem beyannamesinin 83 üncü satırına dahil edilmeyecektir.

2. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişikliğe Yönelik Uygulama

95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (4.2) bölümünde özetle aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinin 5’ inci paragrafında, 5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile ihraç kaydıyla teslimlerde iade edilecek katma değer vergisinin, imalatçının satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, ihraç kaydıyla teslim bedelinin kısmen yada tamamen sonradan ödenmesi ve ödeme sırasında döviz kurunda düşme olması halinde prensip olarak iade edilecek azami KDV tutarının yeni döviz kuru üzerinden yeniden hesaplanması, fazla alınmış bir iade varsa mükelleften talep edilmesi ancak, bu tutarın indirim konusu yaptırılması gerekmektedir.

Öte yandan imalatçıların aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturaya istinaden ihracatçıya KDV ödemeleri, bu tutarın ihracatçı tarafından beyan edilmesi, imalatçı tarafından da faturada gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılması gerekmektedir. Bu durumda, imalatçının fazladan almış olduğu iade tutarı ihracatçı aracılığıyla Hazineye intikal etmekte ve imalatçı tarafından indirim konusu yapılmış olmaktadır. Bu nedenle, kurdaki düşüşten kaynaklanan matrah değişikliğine bağlı olarak imalatçının iade tutarında bir değişiklik yapılmasına da gerek bulunmamaktadır.

B-33 Seri No.lu KDV Sirküleri İle Getirilen Düzenlemeler:

1. İhraç Kaydıyla Yapılan Mal Teslimlerinde İade Uygulamasına Yönelik Yeni Düzenleme

Bilindiği gibi KDV 24 seri no.lu sirkülerle getirilen düzenleme ile, 90 no.lu satırda yer alan “ihracatın geçekleştiği dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV”den ihracatı gerçekleşen kısma isabet eden tutarı 83 no.lu satır aracılığı ile 40 no.lu satıra aktarılmakta idi. 95 no.lu tebliğ ile iade tutarının 83 no.lu satıra dahil edilmesi şeklindeki uygulamadan vazgeçilmiştir.

33 Seri No.lu KDV Sirkülerinde ise özetle aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

Mükellefler, ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların kısmen veya tamamen ihraç edilmesi halinde, iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle vergi dairesine başvurarak ihracatı gerçekleşen kısma isabet eden tutarın nakden veya mahsuben iadesini talep edeceklerdir.

Vergi dairesi, beyanname verilmesini beklemeden talebi değerlendirerek genel hükümler çerçevesinde talebi sonuçlandıracaktır. Red ve iade, ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesine (Beyannamenin 90. satırına) dayandırılacaktır.

Mükellef, bu iade tutarını hiçbir beyannamede 40 veya başka bir satırda göstermeyecektir. İhraç kaydıyla teslimin gerçekleştiği dönem beyannamesinin 90. satırında bir tutar yer alması ve iade başvurusunun gerekli belgelerle birlikte usulüne uygun olarak yapılması, iade talebinin yerine getirilmesi için yeterlidir.

İade, beyanname dışında gerçekleştirileceğinden, ihracatın gerçekleştiği tarihten sonra ortaya çıkacak bu iade talebine ait tutarın herhangi bir beyannameye dahil edilmesinin, mükerrer iadeye ve dolayısıyla cezalı tarhiyatlara yol açabileceği hususuna dikkat edilmelidir.

14.10.2005 tarihinde yayımlanan Katma Değer Vergisi 33 no.lu sirküleri ile 95 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin ihraç kayıtlı teslimlerle ilgili iade uygulamasına açıklık getirilmiş olup, kağıt ortamında verilen 1 no.lu KDV Beyannamesi ile internet ortamında verilen KDV Beyannamesinde, bu açıklamalar doğrultusunda değişiklikler yapılmıştır.

III.SONUÇ

KDV iadelerinde karışıklığa neden olan KDV beyannamesindeki 83 no.lu satır, 95 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile kaldırılmış bulunmaktadır. Bu çok isabetli olmuştur. Zira bu satır çoğu kez ilgili dönemle ilişkisi olmayan bir önceki dönemlerin tecil edilemeyen KDV’lerinin de yazıldığı bir satır olduğu için iade edilmesi gereken KDV’nin talebinde mükellef kadar idarenin de zorlandığı bir gerçekti.

İhraç kaydıyla mal teslim eden imalatçı, ihracatçı olan müşterisinden KDV tahsil etmediği halde, KDV ‘yi tahsil etmiş gibi beyan etmektedir. İhracat gerçekleşince, beyannamede vergi emniyet açısından ve geçici olarak (tecil/terkin) yer almış bu verginin tümüyle ortadan kaldırılması gerekir. Ödenecek KDV çıkan hallerde bu işlem, tecil ve daha sonra terkin yoluyla yapılmaktadır. Ödenecek KDV çıkmayan hallerde de bu işlem, ihraç kaydıyla teslimde hesaplanan KDV tutarınca iade yapılmak suretiyle yerine getirilmesi gerekir. Zaten karmaşık bir yapıya sahip olan ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin KDV iadesi işlemleri bu nedenle sık sık yapılan düzenlemelerle uygulanmaktadır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu vergi kanunlarımız içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Çok geniş bir uygulama alanı olan ve vergi gelirleri içerisinde önemli yer tutan KDV, uzun yıllardır tartışılmasına rağmen beklenenden de erken bir zamanda piyasalar tarafından benimsenerek uygulama alanı bulmuştur. Ancak, KDV ‘nin iadesine ilişkin idarece bu güne kadar önemli düzenlemeler yapılmış olunmasına rağmen tarafları (idare ve mükellef) memnun edecek düzeye henüz gelinememiştir.

KDV iadesi uygulamasında arzu edilen sonuca henüz ulaşılamamış ancak, konu ile ilgili düzenlemeler ve tartışmalar devam etmektedir. Özellikle ihraç kaydıyla yapılan teslimlerde iade sisteminin sık sık değişikliğe uğraması, mevzuatın uygulamasında kargaşaya ve mükelleflerin hatalı beyanlarda bulunmalarına yol açmakta ve sık sık düzeltme beyannameleri vermek zorunda kalmaktadırlar. 95 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ve 33 Seri No.lu KDV Sirküleri ile sorunlar kısa vadede kısmen giderilmiş bulunmaktadır.

Asıl olan, uzun vadede KDV iade sistemine köklü ve sağlıklı çözüm bulunmasıdır. Unutulmamalıdır ki, KDV iadesi ile hazineden fazladan para çıkmamakta, tam aksine mükellefin önceden hazineye aktardığı KDV (fazla yüklenilen) sinin iadesi sağlanmaktadır.

Kaynak: Talha APAK - Yeminli Mali Müşavir
www.alomaliye.com 25 Ekim 2005

İhracatta Yüklenilen veya İade Edilecek KDV'nin Hesabı

DV. kanununun 29/2 ve 32. maddelerde satın alınan mal ve hizmetlere ödenen KDV’nin vergiye tabi teslim ve hizmetler üzerinden hesaplanan KDV’den indirileceği, indirimin mümkün olmaması halinde iade edileceği açıklanmıştır.

İade edilecek KDV. için herhangi bir sınırlama yoktur. Yani yüklenilen vergilerden sadece mal alışları, hammadde alışları gibi girdiler için ödenen KDV’nin indirilebileceği şeklinde bir sınırlama yoktur. Her türlü alış ve giderlere ödenen KDV. iade kapsamındadır. Bunlar neler olabilir? Hammadde, yardımcı madde, enerji, ulaşım, ambalaj, kırtasiye, genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetlere ödenen KDV. gibi (Bakınız: Kemal Oktar – KDV istisnalar ve iadeler kısım 6-c iade edilecek KDV’nin hesaplanması)

Burada amortismana tabi iktisadi kıymetlerin KDV’sinin yüklenilen KDV. ye dahil edilmesi uygulaması önem taşımaktadır. Bu kıymetlerin işlemin bünyesine giden kısmı iadeye konu edilecektir.

İşlemin bünyesine giren KDV’nin doğru olarak tesbiti çok büyük önem arz etmektedir. Genel olarak yüklenilen KDV aşağıdaki şekillerde tesbit edilebilir.

I – Direkt maliyette kullanılan maddelerin tesbiti yöntemi.
Bu yöntemde, ihraç edilen mamulün bünyesine giren bütün malzemeler tam olarak tesbit edilebilmekte ve belirtilen miktar ve tutarlara göre kullanılan malzeme tutarı ile yüklenilen KDV. tesbit edilebilmektedir.
Bu yöntemde ya bir imalat reçetesinden veya makine imalatında makine imalat reçetesinden faydalanılabilmektedir.

Örnek 1:

Firma, 300 metre 500 gramlık perdelik kumaş ihraç etmiştir.
Yüklenilen KDV. şöyle hesap edilebilir.
a) 150 denye PE iplik
metrede 600 gram kullanılmıştır. İpliğin kg. fiyatı 3.- YTL’dir.
Kullanılan iplik .0600 kg x 3 YTL x 300 mt.kumaş = 540.-YTL

KDV’si %8 x 540.-YTL =43,20 YTL
b) Bu kumaşlar fason olarak boya apre yaptırılmıştır.
Metresi 1.- YTL’den
300 metre x 1.-YTL = 300.- YTL

Yüklenilen KDV. 300 x %18 = 54.-YTL 

c) Genel imal, genel idare ve ambalaj gideri olarak 100.- YTL sarfedilmiştir.

100.-YTL x %18 KDV. = 18.-YTL


Böylece bu tip bir hesaplamada toplam hesaplanan yüklenilen KDV 43,20+ 54+18 = 15.20 YTL olacak ve bu tutar yüklenilen ve iade edilecek KDV. olarak istenecektir.


Örnek 2:

Firmamız makine imal etsin. Yukarıdaki tekstil örneğinde olduğu gibi elimizde bir reçete varsa bu reçeteye göre hammadde, somun, cıvata, boya, vida, vs. benzeri maddeler ve kullanılan adet ve tutarları tek tek yazılır ve KDV. si hesaplanıp iade edilecek yüklenilen KDV. bulunur.
II – Üretim miktarına göre yüklenilen KDV. hesabı
Bu yöntemde, firmanın o ay ki üretimi ve bu üretim için kullanılan bütün malzemeler tek tek yazılır; yapılan ihracat, üretimle oranlanır ve masraflar ile yüklenilen KDV. de bu orana göre hesaplanarak bulunur.
Bunun için aşağıdaki gibi bir tablo yapılır.

İhraç edilen malların bünyesine giren KDV. hesaplama tablosu
Alış faturasının Tarih/No-Vergi Dairesi, Vergi No, Firma Adı, Malın cinsi, miktarı, KDV’siz bedeli, ödenen KDV, ihracatta kullanılan miktar oranı, ihracatta kullanılan orana isabet eden Tutar YTL ve KDV. si YTL olarak hesaplanır ve yüklenilen iade edilecek KDV. bulunur.

Örneğimizi tekstilden alalım. Bu ay firmamız 100.000 metre kumaş imal etmiştir. İmalatın 60.000 metrelik kumaş kısmı ihraç edilmiştir. Bu örnekte 60.000 / 100.000= %60 oranındaki masraflar ve KDV. ihracata aittir. İade edilecek yüklenilen KDV. %60 olacaktır.

İhracatta yüklenilen KDV.nin doğru hesaplanması önemlidir. Bazı firmalarda yüklenilen KDV. nin belli bir yüzdeyi aşamayacağı konusunda düşünceler vardır. Eğer belli bir miktarı aşarsa firmanın incelemeye sevkedileceği dedikodusu geçerli değildir.

Mühim olan yüklenilen KDV. nin genel vergi oranı içinde doğru hesaplanmasıdır.

Kaynak: Cevdet AKÇAKOCA - Yeminli Mali Müşavir
www.MuhasebeTR.com

İhracatta Kdv İadesine İlişkin Yeni Esaslar

Maliye Bakanlığı yayımlamış olduğu 84 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (R.G.: 23/11/2001; 24592) ile ihracatta katma değer vergisi iadesi işlemlerini yeni esaslara bağlamıştır. Tebliğ, KDVK’nun 11 inci maddesinin (a) bendi kapsamındaki mal veya hizmet iharcının yanısıra (b) bendi kapsamındaki yolcu beraberindeki eşya ihracı ve bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara satılanlar dahil olmak üzere ihraç kaydıyla teslimlerden kaynaklanan katma değer vergisi iadesi taleplerinin Maliye Bakanlığınca değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına yönelik düzenlemeleri içermektedir.

Tebliğ, ihracatta ve ihraç kaydıyla teslimlerde KDV iadesine ilişkin esasları üç ana başlık altında düzenlemektedir: sahte veya muhtaviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin (SMİYB) söz konusu olmadığı iade talepleri Genel Esaslar başlığı altında, SMİYB kullanımının veya düzenlenmesinin söz konusu olduğu durumlara ilişkin iade talepleri Özel Esaslar başlığı altında, müteselsil sorumluluk uygulaması da aynı konu başlığı altında düzenlenmiştir.

Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No : 84)

Katma Değer Vergisi Kanununun(1) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının: (a) bendi kapsamında; Mal veya hizmet ihracından ve 61 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(2) uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile yapılan satışlardan (bavul ticareti), (b) bendi kapsamında 43 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(3) uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak yurt dışına götürdükleri mallara ait verginin iadesinden (yolcu beraberi eşya ihracı), (c) bendi kapsamında (bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara satılanlar dahil) ihraç kaydıyla teslimlerden…. doğan katma değer vergisi iadesi taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin esaslar, bu Kanunun 32 nci maddesinin Maliye Bakanlığına, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin(4) 52 nci maddesinin de Gelirler Genel Müdürlüğüne verdiği yetkiye dayanılarak Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No : 84) (23.11.2001 t. 24592 sayılı Resmi Gaztede yayımlanarak belirlenmiştir.

İhracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadeler kural olarak bu Tebliğin “I. Genel Esaslar”, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade talepleri ise Tebliğin “II. Özel Esaslar” bölümündeki açıklamalara göre yerine getirilir.

I. GENEL ESASLAR

1. İnceleme Raporu ve Teminat Aranmaksızın İade

- Mahsup yoluyla iade talepleri,
- Maliye Bakanlığınca belirlenen sınırı aşmayan nakden iade talepleri,
- Yeminli mali müşavir tasdik raporuna dayalı nakden iade talepleri,
- Kamuya ait kuruluşların iade talepleri,
inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirilir.

1.1. Mahsup Yoluyla İade

Katma değer vergisi iade alacağının hak sahibi mükellefin kendisinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere, SSK prim borçlarına mahsubu talepleri miktarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.

İade alacağı öncelikle mükellefin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup edilir. Artan bir miktar olursa mükellefin isteğine bağlı olarak; kendisinin ve yukarıda belirtilen ortakların ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına veya SSK prim borçlarına mahsup yapılır.
Mahsup talebi, bu Tebliğin (I/1.1.3.) bölümünde belirtilen belgeler tamamlanmadıkça hüküm ifade etmez. Mahsup talebinin yerine getirilmesinde gümrük beyannamelerinin teyidi beklenmez. Ancak teyidin olumlu gelmemesi halinde mahsup tarihi itibarıyla gerekli tarhiyat işlemi yapılır.
61 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç kaydıyla teslimde bulunanların iade talepleri münhasıran mahsup yoluyla yerine getirilir. Bir başka ifade ile bu mükelleflere nakden iade yapılmaz.

1.1.1. Mahsup Edilebilecek Borçlar

1.1.1.1. İthalde Alınanlar Dışındaki Vergi Borçlarına Mahsup

Mükelleflerin katma değer vergisi iadelerini; kendilerinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsubunu talep etmeleri halinde, mahsup için aranan belgelerin ibraz edilmiş olması kaydıyla iade talepleri yerine getirilir. Kendi vergi borcuna mahsup talebinde bulunan mükelleflerin işlemleri 15 gün içinde tamamlanır.

1.1.1.2. İthalde Alınan Vergilere Mahsup

Mükellefler iade alacaklarını; kendilerinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) ithalde alınan vergilerden doğan borçlarına mahsubunu talep edebilirler. Mahsup için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük saymanlığı ve hesap numarasını belirtir bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren saymanlıklar arası işlem fişi ilgili gümrük saymanlığına gönderilir. Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük saymanlığınca düzenlenecek saymanlıklar arası işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine derhal iade edilir.

1.1.1.3. SSK Prim Borçlarına Mahsup

Mükellefler iade alacaklarını; kendilerinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) SSK prim borçlarına (Sigorta Primi, İşsizlik Sigortası Primi, Eğitime Katkı Payı, Özel İşlem Vergisi, İdari Para Cezası, Tasarruf Teşvik Kesintisi Katkı Payı, Konut Edindirme Yardımı ve benzerleri ile ferilerine) mahsubunu talep edebilirler.

Bu talep, mükellefin Sosyal Sigortalar Kurumundan alıp mahsup dilekçesine ekleyeceği, mahsubu talep edilecek prim borçlarını ve varsa gecikme zammı tutarlarını gösteren belgeye göre değerlendirilir. Bu belgeye prim alacaklısı SSK şubesinin banka hesap numarası da yazılır. Mahsup edilecek prim borcu tutarları mükellefin vergi dairesince ilgili şubenin banka hesap numarasına gönderilir. Bu şubelerdeki prim borcu vergi iadesi talep eden mükellefin kurumdan getirdiği belgelerin tesliminden sonra ödeme veya diğer nedenlerle vergi dairelerince gönderilen tutara göre azalmışsa, prim borcu tutarından arta kalan kısım ilgili SSK şubesi tarafından derhal vergi dairesine iade edilecektir. Arta kalan tutarın prim borçlusuna iadesi veya ileride doğacak prim borçlarına mahsup edilmek üzere bekletilmesi mümkün değildir.

Sosyal Sigortalar Kurumu prim borçlarının tahsilinde de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulandığından, vergi dairesince bu işlemlerin gerçekleştirildiği tarihte prim borcunun vadesinin geçmiş olması halinde, borcun vade tarihi ile Sosyal Sigortalar Kurumuna ödemenin yapıldığı tarihler arasında gecikme zammı uygulanabileceği hususunun mükelleflerce göz önünde bulundurulması gerekir.

1.1.2. Mahsup Talebi

Mahsup talebinin geçerlik kazanabilmesi için talebin bir dilekçe ile yapılması şarttır. İade alacağının sonraki dönemlerde muaccel hale gelecek vergi borçlarına mahsubunun da talep edilmesi mümkündür. Ancak bu borçlar muaccel hale geldikçe mahsup talebinin, muaccel hale gelen her borç için ayrı dilekçe verilmek suretiyle yenilenmesi gerekir.

Mahsup dilekçesi ve iade için aranan belgelerin katma değer vergisi beyannamesi ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmiş olması kaydıyla, vergi dairelerince yapılan işlemler sırasında meydana gelen gecikme nedeniyle zamanında mahsubu yapılamayan vergiler için gecikme zammı uygulanmaz. Belgelerin beyanname verildikten sonra tamamlanması halinde, belgelerin vergi dairesine verildiği tarih itibarıyla işlem yapılır.
Ancak KDV iadesi için mahsup talep dilekçesi dışında gerekli diğer belgelerin ibraz edilmiş olması halinde, aksine talepte bulunuluncaya kadar, mükellefin kendi vergi borçları için mahsup talebinde bulunduğu kabul edilir. İadeye hak kazanılan tutarla sınırlı olmak üzere, mükellefin belgelerini ibraz ettiği tarih itibarıyla vadesi geçmiş vergi borçlarına bu tarihten sonra gecikme zammı uygulanmaz, bu tarihten sonra muaccel olacak vergi borçları için ise gecikme zammı hesaplanmaz.

1.1.2.1. Ortaklık Payı ve Ortaklık Tesis (Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 107) ile yürürlülükten kaldırıldı

1.1.3. Mahsup Talebinde Aranılan Belgeler

Mahsup talebi, katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine verilecek bir dilekçe ile yapılır.

Kollektif şirketler ve adi ortaklıklarda iade alacaklarının ortakların vergi borçlarına mahsubu ile ilgili dilekçeye, diğer ortakların mahsup yapılmasına izin verdiğini gösteren noter tasdikli belgeler de eklenir.
Sermaye şirketleri ve kooperatiflerde ise mahsup dilekçesi tüzelkişiliği temsile yetkili kişilerce kaşe tatbik edilmek suretiyle imzalanır ve mahsubu talep edilen verginin borçlusu durumundaki ortak veya ortakların, adı, soyadı, unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi, vergi kimlik numarası, vergi borcunun türü, dönemi ve tutarını ihtiva eden bir liste ile ortakların da bu mahsubu talep ettiklerini belirten yazıları dilekçeye eklenir.

İade alacağının SSK prim borçlarına mahsubuna ilişkin dilekçede; katma değer vergisi iadesinin doğduğu dönem, mahsubu istenilen tutar, mahsubu istenilen primin borçlusu durumundaki kişi ve kuruluşların adı, soyadı, unvanı, adresi, vergi dairesi, vergi kimlik numarası, prim borcunun ait olduğu SSK şubesi ve prim borcu tutarları belirtilir.
Nakden veya mahsuben iade taleplerinde dilekçenin yanı sıra iade hakkı doğuran işlem itibarıyla aşağıdaki belgelerin de vergi dairesine ibrazı şarttır.

i. Gümrük beyannameli mal ihracında

-Gümrük beyannamesi (aslı veya noter, gümrük idaresi, ilgili vergi dairesi müdürü ya da yeminli mali müşavirce onaylı örneği),
Beyannamelerin aslı veya örneği yerine bunların listesinin verilmesi de yeterlidir. Bu takdirde listede beyannamenin tarihi, sayısı, ihraç edilen malın cinsi, miktarı ve tutarı, gümrük kapısının ismi, varış ülkesi, imalatçının adı-soyadı veya unvanı, intaç ve çıkış tarihlerine yer verilir. Gümrük beyannamelerinin yerine liste veren mükelleflerin iade taleplerinin değerlendirilmesi sırasında listelerde yer alan bilgilerde eksiklik bulunması veya tereddüt edilen durumlarda gümrük beyannamelerinin aslının veya örneğinin istenebileceği tabiidir.
- Satış faturalarının fotokopisi veya listesi,
- İhracatın gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo.
Dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri, ihracatına aracılık ettikleri mükelleflerin indirilecek katma değer vergisi listesini de verirler.

ii. Hizmet ihracında

- Yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturanın aslı veya fotokopisi,
- İhracatın gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen hizmet nedeniyle yüklenilen vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo,
- Münhasıran 4389 sayılı Bankalar Kanunu(5) hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumlarınca düzenlenmiş döviz alım belgesi aslı veya ilgili banka veya özel finans kurumu şubesince onaylanmış örneği ya da dövizin yurt dışından geldiğini gösteren bankadan alınmış belge .

iii. Yolcu beraberi eşya ihracında

- Gümrükçe onaylı satış faturası veya fatura/çek aslı veya fotokopisi,
- İhracatın gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo,
- İadenin yetki belgeli aracı firma tarafından yapılması halinde bu firmaların gönderdiği icmallerin fotokopisi.

iv. Bavul ticaretinde

- Gümrükçe onaylı özel faturaların aslı veya fotokopisi,
- İhracatın gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo,
- Münhasıran 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumlarınca düzenlenmiş döviz alım belgesi aslı veya ilgili banka veya özel finans kurumu şubesince onaylanmış örneği.

v. İhraç kaydıyla satışlarda

- Gümrük beyannamesi (aslı veya noter, gümrük idaresi ya da yeminli mali müşavirce onaylı örneği),
-İhraç kayıtlı teslimin gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi,
- İhraç kaydıyla satışlara ilişkin fatura fotokopisi veya liste,
- Bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara satış yapılması halinde, ihracatçıdan temin edilen ve münhasıran 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumlarınca düzenlenmiş döviz alım belgesi aslı veya ilgili banka veya özel finans kurumu şubesince onaylanmış örneği .

vi. Sınır ve kıyı ticaretinde

- Sınır ve/veya kıyı ticareti yetki belgesi (bir defa verilmesi yeterlidir.),
- Tahakkuk varakası (aslı veya noter, gümrük idaresi ya da yeminli mali müşavirce onaylı örneği),
- İhracatın gerçekleştiği döneme ilişkin olarak indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo,
- Satış faturalarının bir örneği veya listesi,
Bu bölümde sayılan işlemlerle ilgili olarak nakden veya mahsuben iade talep edilmediği takdirde indirilecek katma değer vergisi listesi ile ihraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin tablonun ibrazına gerek bulunmamaktadır.

1.1.3.1. Belge İbraz Edenlerin Yapacakları İşlemler

Aranılan belgelerin fotokopilerinin verilmesi halinde, bu fotokopilerin aslının aynı olduğuna dair bir şerh verilerek kaşe tatbiki ve imzalanması suretiyle firma yetkililerince onaylanması gerekir.

İndirilecek katma değer vergisi listesinin, satıcıların adı veya unvanına göre alfabetik sırada veya alış tutarlarına göre; fatura veya benzeri belgenin tarihi, numarası, satıcının adı, soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası, mal veya hizmetin cinsi, miktarı, bedeli ve hesaplanan katma değer vergisi tutarına (aynı satıcıdan birden fazla sayıda alınan belgelerde, belge adedi itibarıyla toplamları yazılır) yer verilerek (2) örnek olarak düzenlenmesi, her sayfanın altına “Listelerde yer alan bilgilerin doğruluğunu taahhüt ve herhangi bir yanlışlık olduğunun tespiti halinde uygulanacak müeyyideleri kabul ederim.” şerhi konularak, işletme yetkilileri tarafından isim ve unvan kaşeleri kullanılmak ve düzenleme tarihi belirtilmek suretiyle imzalanması gerekir. Şu kadar ki, tutarı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde yer alan ve ilgili yılda uygulanmakta olan haddin altında kalan mal veya hizmet alımları bu listede tek kalemde gösterilebilir. Satış faturalarına ilişkin listelerin de bu bilgileri (serbest bölgelerle yurt dışındaki müşterilere düzenlenen faturalarda vergi dairesi ve vergi kimlik numarasına yer verilmeyeceği tabiidir.) içerecek şekilde düzenlenmesi gerekir.

İhraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösteren tabloda ise, ihraç edilen mal veya hizmet nedeniyle iadesi talep edilen tutarın hangi girdiler nedeniyle yüklenildiği (örneğin, mamul mal alımları, hammadde alımları, yardımcı malzeme alımları, hizmet alımları, genel gider, amortismana tabi iktisadi kıymet gibi) ve ne şekilde hesaplandığı gibi unsurlara yer verilir. Vergi dairesinin uygun görmesi halinde listelerin disket veya CD olarak verilmesi de mümkündür.

1.1.3.2. Mücbir Sebep Nedeniyle Belgeleri Zayi Olanlara İade

Vergi Usul Kanununun 13 üncü maddesinde belirtilen mücbir sebep hali nedeniyle defter ve belgelerinin zayi olduğunu Türk Ticaret Kanununun 68 inci maddesine uygun olarak ispat eden mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri, iade talebi ile ilgili alış ve giderlere ait katma değer vergilerinin satıcılar tarafından beyan edilip ödendiğinin ispatına bağlı olarak yerine getirilir. İndirim konusu yapılan verginin satıcılar tarafından beyan edilip ödendiğinin herhangi bir şekilde tevsik edilememesi halinde inceleme raporuna göre işlem yapılır.

Mücbir sebep hali bulunan satıcının beyanname verme ve buna ilişkin vergiyi ödeme süresinin Vergi Usul Kanununun 111 inci maddesi uyarınca uzamış olması halinde bu süre içindeki iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.

1.1.4. Mahsup Sonrası Alacağın Nakden İadesi

İade hakkı sahipleri, iade alacaklarının yukarıda belirtilen şekillerde mahsubundan sonra kalan kısmının kendilerine, ortaklarına veya mal ya da hizmet satın aldıkları kişilere nakden iadesini talep ederlerse bu Tebliğin (I/1.2.), (I/1.3.) ve (I/2.) bölümlerindeki açıklamalara göre işlem yapılır. Bu şekilde yapılacak iadede, mahsup yoluyla iade edilen kısım (I/1.2.) bölümündeki sınırın hesaplanmasında dikkate alınmaz. İade alacağının tamamının üçüncü kişilere nakden ödenmesinin talep edilmesi halinde de aynı hükümler uygulanır.

Mahsup sonrası alacağın, üçüncü kişilere nakden iadesinin talep edilmesi halinde, alacağın temlikine ilişkin bu talebin yazılı şekilde yapılması ve yazıda alacağın açık bir şekilde kime temlik edildiğinin belirtilmesi gerekmektedir.

1.2. Maliye Bakanlığınca Belirlenen Sınırı Aşmayan Nakden İadeler

4 milyar lirayı geçmeyen nakden iade talepleri inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilir. Talep, bu Tebliğin (I/1.1.3.) bölümünde sayılan belgelerin (mahsup dilekçesi yerine nakden iade talebine ilişkin dilekçe) ibraz edilmesinden ve gümrük beyannamesinin ve/veya onaylı fatura ya da özel faturaların teyidi ile aşağıda belirtilen şartların gerçekleşmesinden sonra yerine getirilir.

-İndirimli teminat uygulamasından yararlanan dış ticaret sermaye şirketlerinin bu kapsamdaki nakden iade talepleri gümrük beyannamelerinin teyidi beklenmeksizin ancak onaylı veya özel faturaların teyidinden sonra yerine getirilir.
-İndirimli teminat uygulamasından yararlanan sektörel dış ticaret şirketlerinin bu kapsamdaki nakden iade talepleri, bir önceki döneme ilişkin iade talebine ait gümrük beyannamelerinin teyidinin alınması halinde cari döneme ait teyit beklenmeden ancak onaylı veya özel faturaların teyidinden sonra yerine getirilir.
- İndirimli teminat uygulamasından yararlanan diğer mükellefler ile normal teminat uygulaması kapsamına giren mükelleflerin bu kapsamdaki nakden iade talepleri, teyit gerçekleşmeden yerine getirilmez. Ancak, mükelleflerin teyit işlemini beklemeden iade almak istemeleri halinde, indirimli teminat uygulamasından yararlananların iadesi gereken tutarın % 100’ü, diğerlerinin % 200’ü tutarında teminat vermeleri şartıyla nakden iade talepleri yerine getirilir. Teyitlerin olumlu gelmesi halinde Tebliğin (I/2.1.2.1. ve I/2.1.2.2.) bölümlerinde belirtilen miktarı aşan teminatlar iade edilir.
- Mükellefçe süresinde başvuru yapılıp gerekli belgeler ibraz edildiği halde gümrük beyannamelerinin veya gümrükçe onaylı fatura ya da özel faturaların teyidi alınamadığı için yerine getirilemeyen iade talepleri, tarh zamanaşımı süresinin geçmesi halinde, teyit beklenmeksizin yerine getirilir. Buna göre, gümrük beyannamelerinin veya gümrükçe onaylı fatura veya özel faturaların gümrük idarelerinden teyidi istenildiği halde tarh zamanaşımı süresi içinde teyit alınamaması halinde, teyit verileceği yönünde bir yazı olmaması şartıyla teyit beklenilmeksizin iade işlemi yapılacaktır. Bu husus ihraç kaydıyla teslimlerde tecil edilen verginin terkini ve iade işlemlerinde de geçerlidir.

Gümrük beyannameleri veya bunlara ilişkin listelerin teyidi gerçekleşen kısmına isabet eden tutarların kısmen iadesi de mümkündür.
Bu bölümde belirtilen limitlerin daha sonra değiştirilmesi halinde iade taleplerinin değerlendirilmesinde aksi belirtilmedikçe iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği vergilendirme döneminde geçerli limitler esas alınır.

1.3. Yeminli Mali Müşavir Tasdik Raporuna Dayalı Nakden İadeler

3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 12 nci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan “Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”(6) hükümlerine göre yayımlanan genel tebliğlerle, Yeminli Mali Müşavirlik Katma Değer Vergisi İadesi Tasdik Raporu (bundan sonra kısaca YMM tasdik raporu olarak belirtilecektir) ile KDV iadesi yapılmasının usul ve esasları belirlenmektedir.

Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden vergilendirme dönemleri itibarıyla inceleme raporu ve teminat aranmaksızın iade için (bu Tebliğin I/1.2. bölümünde) belirlenen limit ile Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğleriyle(7) belirlenen tutarlar arasındaki iade talepleri YMM raporuna göre yerine getirilir. Tam tasdik sözleşmesinin mevcudiyeti halinde ise bavul ticareti ve yolcu beraberi eşya ihracatından doğan iadelerde sözü edilen Genel Tebliğlerle belirlenen limitlere göre, diğerlerinde miktara bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranmadan iade yapılır. Yeminli mali müşavirlerin düzenledikleri raporlarda gümrük beyannamelerinin veya gümrükçe onaylı fatura ya da özel faturaların teyidinin alınmamış olması halinde teyit işlemleri vergi dairesince yapılır.

YMM tasdik raporu ile iade talebinde bulunan mükelleflere, rapor ibraz edilmedikçe iade yapılmaz. Mükelleflerin rapor düzenleninceye kadar, izleyen bölümlerde açıklandığı şekilde teminat göstermeleri halinde ise iade talebi incelemeye sevk edilmeksizin yerine getirilir. Rapor ibraz edildiğinde teminatlar iade edilir. Bu kapsamda teminat veren ve dış ticaret sermaye şirketleri hariç indirimli teminat uygulamasından yararlanan mükelleflerden iadenin yapıldığı tarihten itibaren 6 ay içinde bu iade ile ilgili YMM tasdik raporu ibraz etmeyenlerden teminatlarını bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmın % 100’üne tamamlamaları istenir. 15 gün içinde teminatlarını tamamlamayanlar, bu dönemlere ilişkin YMM tasdik raporu ibraz edinceye kadar, müteakip dönemlerdeki iade taleplerinde indirimli teminat uygulamasından yararlandırılmazlar. Ancak bu süre içinde rapor ibraz edemeyecek olanların mazeretleriyle birlikte başvurmaları halinde, gerekli değerlendirme yapılarak mazeretleri haklı nedenlere dayananlara, Vergi Usul Kanununun 17 nci maddesi uyarınca vergi dairesince en fazla 6 ay ek süre verilebilir.
Mükelleflerin iade tutarını kısmen mahsup, kısmen YMM tasdik raporu ile nakden almak istemeleri halinde, iade için istenen belgelerin ibraz edilmiş olması kaydıyla öncelikle muaccel hale gelen vergi borçlarının tamamı mahsup edilir. Kalan kısım YMM tasdik raporu ile nakden iade edilebilir. Bu uygulamada nakden iade edilecek tutara ilişkin olarak tam tasdik sözleşmesi ile ilgili sınır dikkate alınır.

Bir vergilendirme döneminde iade hakkı doğuran işlemlerin arasında, bavul ticareti, yolcu beraberi eşya ve gümrük beyannameli ihracatın birlikte bulunması halinde her bir işlem için geçerli limitler ayrı ayrı dikkate alınarak iade yapılır.

1.4. Kamuya Ait Kuruluşlara İade

Sermayelerinin % 51 veya daha fazlası genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, köylere, belediyelere ve bunların teşkil ettikleri birliklere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile Devlet eliyle kurulan üniversitelere, kanunla kurulan emekli ve yardım sandıklarına ait mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri, bu Tebliğin (I/1.1.3.) bölümünde yer alan belgelerin (nakden iade talep edilmesi halinde buna ilişkin dilekçe) ibrazı üzerine miktara bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.
Bu mükelleflerin, sermayelerinin % 51 veya daha fazlasının yukarıda belirtilen kurum veya kuruluşlara ait olduğunu, ortakları olan kamu kuruşlarından alacakları bir yazı ile bir defaya mahsus olmak üzere tevsik etmeleri, sermaye ve ortaklık yapılarında herhangi bir değişiklik olması halinde de, değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren en geç 15 gün içinde durumlarını bağlı oldukları vergi dairesine bildirmeleri gerekir.

2. Teminat Karşılığı İade

2. 1. Genel Olarak

Bu Tebliğin (I/1.4.) bölümünde sayılanlar dışında kalan mükelleflerin, Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan ve YMM tasdik raporu ibraz edilmeyen nakden iade taleplerinde aşağıda belirtildiği şekilde teminat gösterilmesi halinde iade yapılır. Teminat, vergi inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna dayanılarak çözülür.

Bu kapsamdaki nakden iade talepleri, bu Tebliğin (I/1.1.3.) bölümünde sayılan (mahsup dilekçesi yerine nakit iade talebine ilişkin dilekçe) belgelerin ibrazı, gümrük beyannameleri ve usulüne uygun olarak gösterilmiş teminat mektupları ile varsa onaylı fatura ya da özel faturaların bu Tebliğin (I/1.2.) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde teyidinin alınmasından sonra karşılanır.

2.1.1. Teminat Türleri

Teminat olarak 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan iktisadi kıymetlerden bir veya bir kaçı gösterilebilir. Şu kadar ki; banka teminat mektuplarının paraya çevrilmeleri konusunda hiç bir sınırlayıcı şart taşımayacak biçimde, bu Tebliğ ekinde yer alan örneğe (EK: 1) uygun olarak ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumları tarafından düzenlenmiş olması gerekir.

2.1.2. Teminat Miktarları

2.1.2.1. Normal Teminat Uygulaması

Normal teminat uygulaması kapsamındaki mükellefler, talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının tamamı için teminat verirler. İndirimli ve yükseltilmiş teminat uygulamasına tabi olmayan tüm mükellefler normal teminat uygulamasına tabidir.

2.1.2.2. İndirimli Teminat Uygulaması

İndirimli teminat uygulamasında teminat, bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmın % 4’ü veya % 8’i olarak verilir.

2.1.2.2.1. Teminat Oranı % 4 Olarak Uygulanacak Mükellefler

- Haklarında SMİYB düzenlediği veya kullandığı konusunda rapor bulunmayan,
- Son 5 yıl içinde adlarına tahakkuk eden gelir, kurumlar ve katma değer vergilerini ödeyen (Vergilerin tecil edilmesi bu şartın ihlali sayılmaz. Faaliyetleri 5 yıldan az olan mükelleflerde, faaliyette bulunulan süre içinde tahakkuk etmiş söz konusu vergi borçlarının ödenmiş olması halinde bu şart yerine getirilmiş sayılır.),
- İade hakkı doğuran işlemlerin bulunduğu birbirini izleyen son 5 vergilendirme döneminde hakkında olumlu rapor yazılmış bulunan,
dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri nakit olarak talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının % 4’ü kadar teminat verirler.
Bu Tebliğin (II/1.4.) bölümünde belirtilen özellikleri taşıyan raporlar “olumlu rapor” olarak kabul edilir. Yeminli mali müşavirlerle süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükellefler hakkında iade hakkı doğuran işlemlerin bulunduğu birbirini izleyen son 5 döneme ait olumlu YMM tasdik raporu bulunması halinde bu şart gerçekleşmiş sayılır. Birbirini izleyen 5 vergilendirme döneminden kasıt, iade hakkı doğuran işlemlerin yapıldığı birbirini izleyen dönemlerdir. Bu dönemler arasında herhangi bir dönemde inceleme raporu veya YMM tasdik raporu düzenlenmesini gerektiren bir iade hakkı doğuran işlem bulunmadığı takdirde, bu dönemler, birbirini izleyen 5 dönemin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Birbirini izleyen son 5 döneme ait olumlu raporlardan bir kısmının vergi inceleme elemanları, bir kısmının ise YMM tarafından düzenlenmiş olması halinde de bu şartın gerçekleşmiş sayılacağı tabiidir. Ancak 5 olumlu rapor şartını kısmen veya tamamen yeminli mali müşavirlerce düzenlenen raporlarla yerine getiren mükelleflerin indirimli teminattan yararlanabilmeleri için, iade talebinde bulundukları dönem için de tam tasdik sözleşmesi yapmış olmaları gerekmektedir. Tam tasdik sözleşmesi kapsamında bulunmayan bir döneme ilişkin iade talebi ise normal teminat karşılığı, teminat verilmemişse YMM tasdik raporu veya inceleme raporuna istinaden yerine getirilir.
Son olumlu rapor vergi dairesine intikal ettikten sonra (diğer şartlar da gerçekleşmişse) raporun ilgili olduğu vergilendirme döneminden sonraki iade talepleri için indirimli teminat uygulamasına başlanır. Raporun ait olduğu vergilendirme döneminden sonraki dönemler için verilen teminatların bu bölüme göre verilmesi gereken kısmını aşan miktarı iade edilir.
Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren dış ticaret sermaye şirketlerinden bu bölümde sayılan diğer şartları taşıyan imalatçıların, 1318 sayılı Finansman Kanununda yer alan tarifelerdeki taşıtların ihracatından kaynaklanan iade taleplerinde 5 olumlu rapor şartı aranmaz.

2.1.2.2.2. Teminat Oranı % 8 Olarak Uygulanacak Mükellefler

Aşağıdaki şartları taşıyan mükellefler, nakit olarak talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının % 8'i kadar teminat verirler.
i. İmalatçılar ve İmalatçı-İhracatçılar: Bu Tebliğin (I/2.1.2.2.1.) bölümünde belirtilen şartları taşıyan mükelleflerden;
- Sanayi siciline kayıtlı olan,
- Ödenmiş sermayelerinin veya son bilançolarında kayıtlı amortismana tabi iktisadi kıymetlerinin (gayrimenkuller hariç) amortisman düşülmeden önceki toplam tutarı 80 milyar lirayı aşan (Söz konusu amortismana tabi iktisadi kıymetlerin ve bunların üzerinden ayrılan amortismanların Vergi Usul Kanununun 189 uncu maddesinde belirtildiği şekilde "özel bir amortisman defteri" veya "envanter defteri"nde açıkça gösterilmiş olması zorunludur.),
- İşletmenin sahip olduğu amortismana tabi iktisadi kıymetler ve bu kıymetlerin kayıtlı olduğu defterlerin noter onayları ve numaraları ile kaç yıldır amortismana tabi tutuldukları kapasite raporlarında açıkça belirtilen, (raporda bu hususların yer almaması halinde, mükellefin üretim kapasitesi ile bu kapasitenin gerektirdiği iktisadi kıymetlere sahip olup olmadığı ve amortisman ile ilgili hususların vergi inceleme elemanlarınca veya bir vergi dairesi müdür yardımcısı başkanlığında oluşturulacak yoklama grubu tarafından düzenlenecek bir tutanakla tespit edilmesi halinde indirimli teminat uygulamasından faydalandırılır.)
- İmalat işinde 20 veya daha fazla işçi çalıştıran (İşçi sayısının tespitinde bizzat imalat işinde çalışan işçiler dikkate alınır. Bunlar dışında kalan yönetici, büro personeli ve muhasebeci gibi personel dikkate alınmaz. Mevsimlik dalgalanmaların olduğu durumda hesap dönemi ortalaması esas alınır.),
imalatçı-ihracatçılar ile ihracatçılara ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçılar nakit olarak talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının % 8'i kadar teminat verirler.
ii. Özel Finans Kurumları: Bu Tebliğin (I/2.1.2.2.1.) bölümündeki şartları taşıyan özel finans kurumları nakit olarak talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının % 8'i kadar teminat veririler.
iii. Diğer İhracatçılar: Bu Tebliğin (I/2.1.2.2.1.) bölümündeki şartları taşıyan mükelleflerden;
- Son üç takvim yılı itibarıyla ihracatları her bir yıl için beş milyon ABD Dolarını, veya
- Son beş takvim yılı itibarıyla ihracatları her bir yıl için bir milyon ABD Dolarını,
geçen ihracatçılar, burada öngörülen ihracat tutarını gerçekleştirdikleri son yılı izleyen takvim yılı başından itibaren nakit olarak talep ettikleri iade miktarının bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirlenen sınırı aşan kısmının % 8'i kadar teminat verirler.

2.1.2.3. Teminat Oranlarının Değiştirilmesi

İndirimli teminat oranlarının değiştirilmesi halinde, aksi belirtilmedikçe daha önce verilen teminatlar da yeni orana göre değiştirilir.

2.1.2.4. Yükseltilmiş Teminat Uygulaması

SMİYB düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflere yükseltilmiş teminat oranı uygulanır. Bu uygulama ile ilgili açıklamalar bu Tebliğin “II. Özel Esaslar” başlıklı bölümünde yer almaktadır.

2.1.3. Teminat Mektuplarının İadesi

Normal veya indirimli teminat uygulaması kapsamında verilen teminat mektupları inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna istinaden iade edilir.
İlgili vergi dairesince teminat mektuplarının iadesi sırasında teminat mektubu, uygun bir yerine: “ KDV iadesi dolayısıyla alınan bu teminat mektubunun vergi dairemizde olan işlemi sona ermiştir” şerhi düşülerek, tarih yazılmak ve mühür tatbiki suretiyle imzalanır. Bu şerhi gören bankaların, vergi dairesinden ayrıca bir teyit almaksızın gerekli işlemi yapmaları mümkün bulunmaktadır.
3. Vergi İnceleme Raporu ile İade
Mükelleflerin,
i. İadelerini Vergi İnceleme Raporu sonucunda almak istemeleri,
ii. İadesini talep ettikleri katma değer vergisinin bu Tebliğin (I/1.2.) bölümünde belirtilen miktarı aştığı hallerde; (teminat göstermek veya Yeminli Mali Müşavirlik Katma Değer Vergisi İadesi Tasdik Raporu ibraz etmeleri gerekmesine rağmen) teminat göstermemeleri veya iadelerini YMM tasdik raporu ile alacaklarını beyan etmemeleri,
iii. Bu Tebliğin (II.) bölümüne göre münhasıran vergi inceleme raporu ile iadesi öngörülen durumların bulunması,
hallerinde, iade talepleri Bakanlığımız vergi inceleme elemanları tarafından düzenlenen inceleme raporları sonucuna göre yerine getirilir.
Mükellefler vergi incelemesi yoluyla iade taleplerini bir dilekçe ile yaparlar. İnceleme başlamadan önce talepten vazgeçilerek teminat karşılığı veya YMM tasdik raporu ibrazı ile iade talep edilmesi de mümkündür. İnceleme başladıktan sonra talepte bulunulması halinde ise, bu talep inceleme elemanının genel esaslara göre iade yapılmasına engel bir görüşünün bulunmaması halinde yerine getirilir.
Bu Tebliğde inceleme raporu veya vergi inceleme raporu deyimleri, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporu ifade eder.

II. ÖZEL ESASLAR

Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri bu bölümdeki özel esaslara göre yerine getirilir.
Şu kadar ki, bu kapsama giren iade hakkı sahibi mükelleflerin kendilerine ait vergi ve SSK prim borçları için yapacakları mahsup talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. SSK prim borçlarına mahsup işlemleri, bu Tebliğin (I/1.1.3) bölümünde belirtilen belgelerin ibrazından sonra, en geç 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun(8) 80 inci maddesine 4842 sayılı Kanunla eklenen 2 nci fıkra hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak lehine mahsup talep edilenler için belirlenecek prim borcu vade tarihinden önce tamamlanır.

1. Kapsam ve Tanımlar

1.1. Kapsam

İade talepleri özel esaslara göre yerine getirilecek mükellefler kapsamına;
- SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları konusunda haklarında rapor bulunan mükellefler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler ve rapor bulunanlardan mal alanlar,
- Haklarında rapor olmamakla birlikte olumsuz tespit bulunan [SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları, adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri hususunda tespit bulunanlar] veya bu tespitler nedeniyle incelenmesi istenilenler ile bunlardan mal alanlar,
- Kendileri hakkında katma değer vergisi açısından ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulananlar,
- İşletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz nispetsizlik bulunanlar,
girmektedir.

1.2. Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB)

İade taleplerinin yerine getirilebilmesi, düzenlenen ve kullanılan belgelerin geçerliliğine ve gerçeği yansıtmalarına bağlıdır.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge tanımına Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yer verilmiştir. İade taleplerinin değerlendirilmesi sırasında anılan maddede yer alan hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir.
Buna göre, sahte belge gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir. Bu itibarla; bir mal hareketi veya hizmet ifası söz konusu olmaksızın düzenlenen belgeler sahte belge olarak kabul edilecektir.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler ise gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgelerdir. Buna göre;
- mal veya hizmetin miktar veya değerini gerçeğinden az veya çok gösteren,
- alıcı veya satıcısı, tarihi, seri numarası tahrif edilmiş,
- mal tesliminin veya hizmet ifasının gerçek olduğu ancak belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen veya adına belge düzenlenmesi gereken kişi yerine başkası adına düzenlenmiş belgeler (bu belge kullanıcı açısından muhteviyatı itibariyle yanıltıcı, düzenleyen açısından sahte belge olarak kabul edilecektir.)
muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerdir.
Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu gerekçesi ile iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirilmesini gerektiren belgeler, Tebliğin (I/1.1.3.) bölümünde sayılan ve iadeye esas teşkil eden belgelerdir. Örneğin sipariş mektupları ve proforma faturaların nihai faturalar veya gümrük beyannameleri ile uyumsuz olması halinde, nihai faturaların veya gümrük beyannamelerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilmedikçe, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlendiği veya kullanıldığı gerekçesi ile özel esaslara göre işlem yapılamaz.

1.3. Olumsuz Rapor

Mükellefler hakkında SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları konusunda belirlemelerin yer aldığı inceleme raporları “olumsuz rapor” sayılır. Bunlar, iade taleplerinin genel esaslar yerine özel esaslara göre, bir başka ifade ile yükseltilmiş teminat karşılığında veya münhasıran inceleme raporuna göre yerine getirilmesine yol açan raporlardır.
SMİYB kullanıldığı konusunda belirlemelerin yer aldığı raporlarda, raporun ait olduğu her bir vergilendirme döneminde SMİYB kullanılması nedeniyle reddedilen katma değer vergisi iade alacağının, iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen verginin (ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin, iade hakkı doğuran işlemi bulunmayan mükelleflerde ilgili dönemdeki toplam vergi indiriminin) % 5’ini aşması halinde bu rapor olumsuz rapor sayılır.
SMİYB düzenlendiği konusunda belirlemelerin yer aldığı raporlar başka bir şart aranmaksızın olumsuz rapor sayılır.

1.4. Olumlu Rapor

İade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla düzenlenen olumlu raporlar, izleyen bölümlerde açıklanacağı üzere, teminat miktarının azaltılmasına veya genel esaslara göre iade yapılmasına dönüşü sağlamaktadır. Katma değer vergisi iade uygulamaları bakımından bir raporun “olumlu rapor” sayılabilmesi için;
- İade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin (ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin) % 90 veya daha fazlasının onaylanmış olması,
-Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler nedeniyle reddedilen bir kısım varsa bu kısmın, iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin (ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin, iade hakkı doğuran işlemi bulunmayan mükelleflerde ilgili dönemdeki toplam vergi indiriminin) % 5’ini aşmaması gerekmektedir.
Bu Tebliğde aksine hüküm olmadıkça, YMM tasdik raporları da olumlu rapor olarak kabul edilir. Ancak raporlarda;
- İade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin doğruluğunun onaylanma oranı ile SMİYB olduğu gerekçesi ile reddedilen bir kısım varsa, belgelerin düzenleyicileri, tarih ve numaraları, toplam tutarları, bu tutarın toplam iade talebi içindeki payı ve belgelerin SMİYB addedilme nedenlerinin,
- SMİYB dışındaki nedenlerle reddedilen bir kısım varsa, ilgili mevzuat hükümlerine de atıf yapılarak red gerekçelerinin,
bu nedenlerle reddedilen tutarlar ve bu tutarların toplam iade talebi içindeki paylarına da yer verilmek suretiyle açıkça belirtilmesi gerekir.

1.5. Olumsuz Tespit

Aşağıda belirtilen durumlar olumsuz tespit sayılır;
- Belge düzenleyen veya kullanan mükellef nezdinde yapılmakta olan incelemede veya bu mükellefin ticari ilişkide bulunduğu diğer kişi veya kurumların incelenmesi sırasında yahut yetkili makamların yazıyla bildirmesi üzerine SMİYB düzenlendiği veya kullanıldığının vergi dairesinin ıttılaına girmesi,
- Mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle ilgili dönem defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesinin (süresinden sonra verilenler hariç) verilmemesi,
-Yapılan yoklama ve araştırmalarda mükellefin bilinen adreslerinde bulunamaması, (bu durumda olan mükelleflerden iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönem itibarıyla vergiye müteallik ödevlerini yerine getirdiği tespit edilenlerin işi bıraktığına ilişkin bildirimde bulunmamış olmaları olumsuz tespit sayılmaz.
- Mükelleflerin işletmelerinin sermaye tutarı, kullandıkları kredi miktarı, üretim tesisi olanlarda tesisin kapasitesi, verimliliği, istihdam ettikleri işçi sayısı gibi unsurlar ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunması. Şu kadar ki, bu tespitin en az vergi dairesi müdür yardımcısı başkanlığında oluşan üç kişilik bir komisyon tarafından mükellefin iş yerinde yapılacak bir yoklama ile tutanağa bağlanmış olması gerekir.

2. Kendileri Hakkında Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanlar

2.1. Haklarında SMİYB Düzenleme Raporu Bulunanlar
2.1.1. İade Taleplerinde Yapılacak İşlem


Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunanların, raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri 4 kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme sonucuna göre yerine getirilir. Raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da vergi inceleme raporu ile çözülür.
SMİYB düzenlediği vergi inceleme raporlarıyla tespit edilen mükelleflerin, ilgili dönemler için göstermiş oldukları teminatlarının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tarh edilecek vergi ve kesilecek cezalar ile hesaplanacak gecikme faizini karşılamaması halinde, bu alacakların tahsili için 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gerekli tedbirler derhal alınır.
Ancak mükelleflerin SMİYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatları (kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizi dahil) ödemeleri ya da tamamına teminat göstermeleri halinde raporun vergi dairesine intikalinden sonraki nakden ve mahsuben iade talepleri, indirimli teminat uygulamasından yararlananlarda % 100, diğerlerinde % 200 teminat karşılığında yerine getirilir.

2.1.2. Genel Esaslara Dönüş
2.1.2.1. SMİYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatın nihai yargı kararları ile terkin edilmesi halinde bu raporlar hiç düzenlenmemiş sayılır.

2.1.2.2. SMİYB düzenleme raporları ile yapılan tarhiyatların yukarıda anlatıldığı şekilde ödenmesi veya tamamına teminat gösterilmesi ve yükseltilmiş (indirimli teminattan yararlananlar için % 100, diğerleri için % 200) teminat uygulamasına geçilmesinden sonra, vergi dairesine vergi incelemesine yetkili elemanlarca düzenlenmiş bir olumlu raporun intikal etmesi halinde, olumlu raporun ilişkin olduğu vergilendirme döneminden itibaren bu mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Raporun ait olduğu dönem ile vergi dairesine intikal ettiği tarih arasındaki dönemler için alınan teminatların bu Tebliğin (I/2.1.2.1. ve 2.1.2.2.) bölümlerinde belirtilen miktarı aşan kısımları iade edilir.
SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerinin, bu belgelere dayanarak iade aldıkları verginin aynı dönemde iade edilen toplam verginin % 4’ünü aşmaması ve tarhı öngörülen vergi ile kesilmesi istenen ceza ve hesaplanacak gecikme faizini ödemeleri veya tamamı için teminat göstermeleri halinde iade talepleri olumlu rapor beklenmeden genel esaslara göre yerine getirilir.
Ödeme veya teminat gösterme şartını yerine getirmeyen mükelleflerde, yazılan olumlu raporlar genel esaslara dönüşü sağlamaz.

2.1.2.3. Haklarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği konusunda rapor bulunanların katma değer vergisi iadelerinin genel esaslara göre yerine getirilmeye başlanması halinde; bunların bu nedenle yükseltilmiş teminat istenen kanuni temsilcilerinin, ortaklarının, ortağı olduğu mükelleflerin ve bunlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.

2.1.3. Haklarında. SMİYB Düzenleme Raporu Bulunan Mükelleflerin Ortakları veya Bu Mükelleflerin Kurdukları veya Ortak Oldukları Şirketlerin İade Talepleri
Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerle ilgili olarak bu Tebliğ ile yapılan düzenlemeler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu vergilendirme dönemindeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler bakımından da geçerlidir.
Kooperatifler ve sermaye şirketlerinde bu hüküm bunların kanuni temsilcileri ile sadece SMİYB düzenlenmesine neden olan ortakları ve bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketleri hakkında uygulanır.
Ancak kanuni temsilcilerin sahibi ya da ortağı olduğu firmalar, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesine neden olan alt firma ya da ortaklarla doğrudan veya dolaylı ortaklık ya da haksız katma değer vergisi iadesi almaya yönelik ticari ilişkide bulunup bulunmadıklarının tespiti amacıyla derhal incelemeye sevk edilir ve bu incelemeler öncelikle sonuçlandırılır.
Yapılan inceleme sonucunda kanuni temsilcinin sahibi ya da ortağı olduğu firmaların, SMİYB düzenlenmesine neden olan alt firma ya da ortaklarla doğrudan veya dolaylı ortaklık ya da haksız katma değer vergisi iadesi almaya yönelik ticari ilişkide bulunduğunun tespit edilememesi halinde, bunların sahibi ya da ortağı olduğu firmaların iade ve mahsup talepleri, kendileri hakkında özel esaslar uygulanmasını gerektiren başka bir husus olmadıkça genel esaslara göre yerine getirilir.
SMİYB düzenlendiği konusunda rapor bulunan mükelleflerin kanuni temsilcileri ile ortaklarının ortak oldukları şirketlerden ayrılmış olmaları halinde, ortaklığından ayrıldıkları mükelleflerin iade ve mahsup talepleri özel esaslar uygulanmasını gerektiren başka bir husus olmadıkça ayrılma tarihinden genel esaslara göre yerine getirilir.
Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan kooperatif veya sermaye şirketlerinin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerdeki paylarının kontrolünün kamu kurum veya kuruluşları ile icra dairelerinde olması nedeniyle devredilmesinin imkansız bulunması ve bu şirketlerle aralarında haksız KDV iadesi almaya yönelik ticari bir ilişki bulunduğunun da tespit edilememesi halinde, kurdukları veya ortağı oldukları bu mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Durumu bu şartlara uyan mükelleflerin bu Tebliğin yayımından önce bu nedenlerle incelemeye sevk edilen iade talepleri ve bu taleplerle ilgili olarak verdikleri teminatlar için, kendileri hakkında başka bir olumsuzluk bulunmaması ve inceleme elemanının da olumsuz görüş bildirmemiş olması şartıyla genel esaslara göre işlem yapılır.

2.2. Haklarında SMİYB Kullanma Raporu Bulunanlar
2.2.1. İade Taleplerinde Yapılacak İşlem


Haklarında SMİYB kullanma raporu bulunan mükelleflerin raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. İade talepleri hakkında bu bölüme göre işlem yapılabilmesi için SMİYB kullanma nedeniyle iadesi reddedilen verginin iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen verginin % 5’ini aşması gerekir. Bu oranın aşılmaması halinde genel esaslara göre iade yapılacağı tabiidir.

2.2.2. Genel Esaslara Dönüş
Haklarında SMİYB kullanma raporu bulunan mükelleflerle ilgili olarak aşağıda sayılan şartlardan birisinin gerçekleşmesi halinde bunların katma değer vergisi iadeleri bu Tebliğin “I. Genel Esaslar” bölümüne göre yerine getirilir.

2.2.2.1. SMİYB kullanma raporlarında tarhı öngörülen vergi ve buna ilişkin olarak hesaplanacak gecikme faizi ile kesilmesi istenen cezanın ödenmesi veya bunların tamamı için teminat gösterilmesi.

2.2.2.2. Yukarıda belirtildiği şekilde ödeme yapılmaz veya teminat gösterilmezse, SMİYB kullanma raporundan sonra, vergi dairesine olumlu bir vergi inceleme raporunun intikal etmesi. (Olumlu rapor, raporun ilgili olduğu vergilendirme döneminden itibaren hüküm ifade eder.)

2.2.2.3. Kullanma raporları üzerine yapılan tarhiyatın % 95 ve daha fazlasının nihai yargı kararlarıyla terkin edilmesi.

2.2.3. Haklarında SMİYB Kullanma Raporu Bulunan Mükelleflerin Ortakları veya Bu Mükelleflerin Kurdukları veya Ortak Oldukları Şirketlerin İade Talepleri
SMİYB kullandığı konusunda haklarında rapor bulunan mükelleflerin ortaklarının veya bu mükellefler ile kanuni temsilcilerinin veya ortaklarının kurdukları veya ortak oldukları şirketlerin iade talepleri, kendileri hakkında bu yönde düzenlenmiş herhangi bir olumsuz rapor bulunmamak koşuluyla genel esaslara göre yerine getirilir.

2.3. Haklarında Olumsuz Tespit Bulunanlar

2.3.1. SMİYB Düzenlediği Konusunda Tespit Bulunanlar
İncelemeye sevk edilmiş olsun olmasın haklarında SMİYB düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri; tespit bulunan dönemler için münhasıran vergi inceleme raporuna göre, diğer dönemler için dört kat teminat karşılığında yerine getirilir. Teminat gösterilmemişse vergi inceleme raporuna göre iade yapılır. Teminat gösterilmişse, teminatlar vergi inceleme sonucuna göre çözülür.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği tespit edilen dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerinin, bu belgelere dayanarak iadesini istedikleri verginin aynı dönemde iadesini talep ettikleri toplam verginin % 4’ünü aşmaması ve bu kısma dört kat teminat gösterilmesi halinde iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.

2.3.2. SMİYB Kullandığı Konusunda Tespit Bulunanlar
İncelemeye sevk edilmiş olsun olmasın SMİYB kullandığı konusunda hakkında tespit bulunanların, tespitin ilgili olduğu döneme ilişkin iade talepleri bu tespite konu alışlara isabet eden kısma dört kat teminat gösterilmesi veya bu alışlara isabet eden kısmın iade talebinden çıkarılması halinde, kalan kısma ve diğer dönemlere ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Tespitin bulunduğu dönemler için teminat gösterilmemişse, iade işlemi vergi inceleme raporuna göre gerçekleştirilir.

2.3.3. Adreslerinde Bulunmadıkları, Defter ve Belgelerini İbraz Etmedikleri veya Beyanname Vermedikleri Konusunda Tespit Bulunanlar
Adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri konusunda tespit bulunanların iade talepleri münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. Düzenlenecek raporda yukarıdaki olumsuz tespitlerin ortadan kalktığının belirtilmesi halinde genel esaslara dönülür.
Mükellefin başvurusunun değerlendirilmesi veya vergi idaresinin belirlemeleri sonunda olumsuz tespit sayılan nedenlerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde (mükellefin defter ve belgelerini sonradan ibraz etmesi, vermediği beyannameleri usulüne uygun olarak tamamlaması, yoklama ile tespit edilmek kaydıyla geçerli bir adresinin ortaya çıkması gibi) genel esaslara göre iade yapılır.

2.3.4. İşletme Kapasitesi ile İş Hacmi Arasında Açık Nispetsizlik Tespit Edilenler

İade talebinde bulunan mükelleflerin işletmelerinin sermaye tutarı, kullandıkları kredi miktarı, üretim tesisi bulunması halinde tesisin kapasitesi, verimliliği, istihdam ettiği işçi sayısı gibi unsurlar ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunduğunun tespit edilmesi halinde, bu mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri münhasıran inceleme raporuna göre yerine getirilir.

3. Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Mükellefler Hakkında Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanlar


3.1. Kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayanların mal veya hizmet satın aldığı mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunması halinde, bu mükelleflerden yapılan (haklarında olumsuz tespit bulunanlardan sadece olumsuz tespitin yapıldığı dönemlerdeki) alışlara isabet eden kısma dört kat teminat gösterilmesi veya bu alışlara isabet eden kısmın iade talebinden çıkarılması halinde, kalan kısma ve diğer dönemlere ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Hakkında olumsuz rapor bulunanlardan alınan kısma isabet eden vergiye ilişkin teminat iade talebinde bulunan nezdindeki, olumsuz tespit bulunandan alınan kısma isabet eden vergiye ilişkin teminat ise hakkında olumsuz tespit bulunan mükellefle ilgili, incelemenin sonucuna göre çözülür.
Ancak aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde de genel esaslara göre iade yapılır.
3.1.1. Olumsuz raporda öngörülen vergi, ceza, gecikme zammı ve faizlerin ödenmesi veya bunların toplamı kadar teminat gösterilmesi halinde, bunlardan mal ya da hizmet alanların bütün dönemlerdeki iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
3.1.2. - İade talebinde bulunan mükellefin, haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanlardan alışlarına ilişkin ödemelerini, veya, - iade talebinde bulunan mükellefe satış yapan ve haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanların kendi alışlarına ilişkin ödemelerini,
bu Tebliğin müteselsil sorumluluğa ilişkin (III/1.1.) bölümünde belirtildiği şekilde yaptıklarını tevsik etmeleri halinde; kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan ancak haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Ödeme, iade talebinde bulunan mükellefin yeminli mali müşaviri tarafından düzenlenmiş tasdik raporuyla veya tasdik raporu sonradan ibraz edilmek üzere teminat karşılığı iade talep edilmişse bu konuda düzenlenmiş kısa bir raporla da tevsik edilebilir.
3.1.3. Haklarında olumsuz rapor veya tespit bulunanlar hakkında önceki bölümlerde açıklandığı üzere genel esaslar uygulandığı dönemlerde, bunlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.
Ancak hakkında SMİYB düzenleme raporu bulunan ve bu rapora istinaden tarh edilen vergi, kesilen ceza ve hesaplanan gecikme faizini ödememiş veya tamamına teminat göstermemiş mükellefin olumsuz raporun ait olduğu vergilendirme döneminden sonraki 12 vergilendirme dönemine ilişkin olarak vergi inceleme elemanlarınca düzenlenmiş olumlu rapor bulunması halinde, bu mükelleften mal veya hizmet alanların olumlu raporun ait olduğu vergilendirme dönemleri ile sonraki dönemlerde bu mükelleften alışlarına isabet eden iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
3.1.4. En son düzenlenen olumsuz rapor veya yapılan tespitin ilgili olduğu dönemden itibaren tarh zamanaşımı kadar bir sürenin geçmiş olması halinde, vergi inceleme imkanının kalmamış olması nedeniyle bu durum sonraki safhalarda mal veya hizmet alanlar açısından olumsuz rapor veya tespit olarak değerlendirilmez ve bu mükelleflerden mal veya hizmet alanların iade taleplerinde genel esaslara göre işlem yapılır.
3.1.5. Haklarında olumsuz tespit bulunanlardan ihraç kaydıyla mal alan ancak diğer alışlarına ilişkin olumsuz tespit veya rapor bulunmayan mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
3.1.6. Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak yapılan düzenleme gereğince fason tekstil ve konfeksiyon işleri ile hurda ve atık; metal, kağıt, plastik, cam vb. alımları nedeniyle tevkifat uygulayan alıcıların, ihracat veya diğer işlemlerden doğan iade talepleri, tevkif etmiş oldukları vergiyi beyan edip ödemiş olmaları şartıyla genel esaslara göre yerine getirilir.
4. Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Safhadan Önceki Safhalarda Yer Alanlar Hakkında Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanlar
4.1. Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Safhadan Önceki Safhalarda Yer Alanlar Hakkında Olumsuz Rapor Bulunanların İade Talebi
Doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği safhadan önceki safhalardaki mükellefler hakkında olumsuz rapor bulunan ancak kendileri veya doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri, olumsuz raporlarda iade talebinde bulunanlarla ilgili olarak bir sorumluluk öngörülmemesi halinde genel esaslara göre yerine getirilir. Aksi halde raporda belirtildiği şekilde işlem yapılır.
4.2. Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Safhadan Önceki Safhalarda Yer Alanlar Hakkında Olumsuz Tespit Bulunanların İade Talebi
Doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği safhadan önceki safhalardaki mükellefler hakkında Tebliğin (II/1.5.) bölümünde sayılan olumsuz tespit bulunan ancak kendileri veya doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri, olumsuz tespite konu alışlar için 4 kat teminat gösterilmesi halinde genel esaslara göre yerine getirilir. Bu nedenle gösterilen teminat, olumsuz tespit bulunan mükellefle ilgili olarak yapılacak inceleme sonucuna göre çözülür.
Ancak aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde de genel esaslara göre iade yapılır.
4.2.1. Bu dönemlerde katma değer vergisi dahil toplam işlem bedelinin doğrudan mal ya da hizmet temin edilen mükellefe bu Tebliğin müteselsil sorumluluğa ilişkin (III/1.1.) bölümünde belirtildiği şekilde ödenmiş olması halinde iade talepleri için genel esaslar uygulanır. Ödeme, iade talebinde bulunan mükellefin yeminli mali müşaviri tarafından düzenlenmiş tasdik raporuyla veya tasdik raporu sonradan ibraz edilmek üzere teminat karşılığı iade talep edilmişse bu konuda düzenlenmiş kısa bir raporla da tevsik edilebilir.
4.2.2. Önceki safhadaki mükellefler hakkındaki olumsuz tespit sayılan nedenlerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
4.2.3. - İade talebinde bulunanlara mal veya hizmet temin eden mükelleflerin, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan veya
- İade talebinde bulunanların, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan mal veya hizmet temin edenlerden,
alışlarına isabet eden verginin, aynı dönemdeki toplam vergi indirimine (iade talebinde bulunanlarda iadesi talep edilen vergiye) oranının % 5’ini geçmemesi halinde; kendileri ve mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Bu uygulamada aşağıdaki şekilde hareket edilir:
- İade talebinde bulunanlara mal ya da hizmet satanların, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan mal ya da hizmet satın aldığı dönemler tespit edilir.
- Söz konusu alıcıların, aynı dönemlerde iade talebinde bulunanlara satış yapıp yapmadıkları tespit edilir.
- Satış yapılmışsa, alıcıların hakkında olumsuz tespit bulunanlardan alışlarına isabet eden verginin, aynı dönemdeki toplam vergi indirimine (iade talebinde bulunanlarda iadesi talep edilen vergiye) oranının % 5’ini aşıp aşmadığına bakılır. Bu oranı aşmamışsa genel esaslara göre iade yapılır.
- İade hakkı sahibinin bu dönemler dışındaki dönemlerdeki iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
4.2.4. Hakkında olumsuz tespit bulunandan mal veya hizmet alışının ilgili olduğu vergilendirme döneminden sonra, iade talebinde bulunanlara mal veya hizmet temin eden mükellefin verdiği beyannamelerden birisinde ödenecek katma değer vergisi beyan etmiş olması halinde, bu dönemden sonraki alışlara ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
5. İhtiyati Tahakkuk ve İhtiyati Haciz Uygulanan Mükellefler
İade talebinde bulunan mükellefler hakkında katma değer vergisi yönünden ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulanması halinde, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haczi istenen miktar kadar teminat gösterilmesi şartıyla bu mükelleflerin diğer dönemlere ilişkin iade ve mahsup talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Ancak ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasının iade talebinde bulunan mükellef hakkında SMİYB düzenleme raporuna dayanması halinde bu Tebliğin (II/2.1.) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılır.
III. MÜTESELSİL SORUMLULUK
Müteselsil sorumluluk müessesesi ile katma değer vergisi iadelerinin doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak müteselsil sorumluluk kapsamında hakkında vergi takibatı yapılan mükelleflerin, diğer alacaklarında olduğu gibi vergi dairesinden olan katma değer vergisi iade alacaklarında da bu husus göz önüne alınarak işlem yapılacağı tabiidir.
1. Kapsam
Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinde yer alan, mal alım ve satımı ile hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu olacağına dair hüküm 4369 sayılı Kanunun(8) 81 inci maddesi ile aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar."
Yapılan bu değişikliğe göre, mal teslimlerinde alım-satıma taraf olanlar, hizmet ifalarında hizmetten yararlananlar, bu safhadaki işlem bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere, Hazine'ye intikal etmeyen katma değer vergisinden aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde müteselsilen sorumlu olacaklardır.
1.1. İşleme Doğrudan Taraf Olanlar
Mal veya hizmet alım-satımında satıcının katma değer vergisini Hazine’ye intikal ettirmediğinin tespit edilmesi halinde, bu satıcı tarafından doğrudan mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen mükellefler, işlem bedeli üzerinden hesaplanan vergi ile sınırlı olmak üzere, Hazine’ye intikal etmeyen vergiden aşağıda, (bu Tebliğin III/2.) bölümünde, belirtilen usul ve esaslara göre satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Ancak alıcılar, katma değer vergisi dahil toplam işlem bedelini;
- 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla ödemeleri ve banka veya özel finans kurumuna yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka veya özel finans kurumundaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları,
- ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun 697 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları,
halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar. Bu çerçevede herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın, örneğin kasadan ödeme yapılması şeklinde, gönderilen havaleler sorumluluğu kaldırmaz. Ayrıca dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri gibi ihracata aracılık eden mükelleflerin bu uygulamadan yararlanabilmeleri için ihracatına aracılık ettikleri mükelleflerin de ödemelerini yukarıda belirtilen şekilde tevsik etmeleri gerekir.
Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde ödeme yukarıdaki şekilde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmayacaktır.
Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasında sayılan (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç) kurum ve kuruluşlar ile sermayelerinin (% 51) veya daha fazlası kamuya ait iktisadi işletmelerin mal teslimi veya hizmet ifalarında taraf olduğu alım-satım işlemlerinde müteselsil sorumluluk uygulanmaması uygun görülmüştür. Buna göre;
- yukarıda sayılan kuruluşların mal ya da hizmet satın aldıkları mükelleflerin bu alışlarla ilgili vergiyi,
- bu kuruluşlardan mal ya da hizmet satın alanların ise sözü edilen kuruluşların bu satışlarıyla ilgili vergiyi,
Hazine’ye intikal ettirmemeleri nedeniyle müteselsil sorumluluk kapsamında işlem yapılmaz.
1.2. İşleme Doğrudan Taraf Olmayanlar
Bir mükellefin, mal veya hizmet temin ettiği safhalardan daha önceki safhalarda, bu mal veya hizmetle ilgili katma değer vergisinin Hazine’ye intikal ettirilmemiş olması nedeniyle müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulabilmesi için, sözü edilen mükellef ile vergiyi Hazine’ye intikal ettirmeyenler arasında; menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin mevcudiyetinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarda açıkça belirtilmiş olması zorunludur.
2. Uygulama
Müteselsil sorumluluk uygulaması aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilecektir.
i. Vergi, mükellef adına tarh ve tahakkuk ettirilecek ve öncelikle mükelleften aranacaktır.
ii. Müteselsil sorumluluk satın alınan mal ve hizmet bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlıdır. Cezalar sorumluluk kapsamı dışındadır.
iii. Mükellef dışındaki kişilerden (müteselsil sorumludan) yapılacak takibe ödeme emri tebliği suretiyle başlanılacaktır.
Bu esaslar dikkate alınarak mükellef tarafından beyan edilen ancak, ödenmeyen vergi ile ilgili olarak;
- Mükellefe, bilinen adreslerinde bulunamadığından ödeme emri tebliğ edilememiş olması veya
- Kendisine ödeme emri tebliğ edilen mükellefin mal beyanında bulunmamış, vergi dairesince de malı tespit olunamamış veya beyan edilen veya vergi dairesince tespit olunan malların amme alacağını karşılamayacağının anlaşılmış olması,
hallerinde vergi aslı, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı için mükellef dışındaki müteselsil sorumlu nezdinde ödeme emri ile takibe başlanılacaktır.
Mükellef tarafından noksan beyan edilen veya hiç beyan edilmeyen vergi için yapılacak tarhiyat üzerine tahsil edilebilir hale gelen vergi ve gecikme faizi, yukarıda belirtilen şartlara göre müteselsil sorumlu nezdinde ödeme emri ile takibe alınacaktır.
IV. DİĞER HUSUSLAR
1. Kaldırılan Tebliğler
1. 5 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(9),
2. 17 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(10),
3. 18 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(11) (D) bölümü,
4. 24 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(12) (A) bölümü,
5. 26 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(13) (I) bölümü,
6. 28 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(14) (D), (E), (F), (G), (H) ve (I) bölümleri ile bu Tebliğ kapsamına giren iade taleplerine ilişkin olmak üzere (A) bölümü,
7. 29 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(15) ,
8. 30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(16) (B) bölümü,
9. 33 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(17) (B) bölümü,
10. 35 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(18) ,
11. 37 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(19) (E) bölümü,
12. 38 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(20) (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G), (H), (I) ve (J) bölümleri,
13. 39 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(21) (II). bölümü,
14. 44 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(22) (A) bölümü,
15. 46 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(23) (D), (E) ve (F) bölümleri,
16. 56 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(24) ,
17. 59 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(25) (A) bölümü,
18. 61 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(26) (6). bölümünün ikinci paragrafı,
19. 62 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(27) (B) bölümü,
20. 64 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(28) (III). bölümü,
21. 65 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(29) ,
22. 70 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(30) (1), (2), (4) ve (5). bölümleri,
23. 73 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(31) (3), (4), (5) ve (6). bölümleri,
24. 77 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(32) (2) ve (3). bölümleri,
25. 78 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(33) ,
26. 80 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(34) ,
27. Bu Tebliğ kapsamına giren iade taleplerine ilişkin olmak üzere 81 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(35) (1). bölümü,
28. (2.3.1) ile (2.5.) bölümlerinin dışında, bu Tebliğ kapsamına giren iade taleplerine ilişkin olmak üzere 82 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(36) ,
29. 83 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin(37) (2) ve (4). bölümleri ile bu Tebliğ kapsamına giren iade taleplerine ilişkin olmak üzere (6).bölümü,
yürürlükten kaldırılmıştır.
2. Diğer İade Taleplerine İlişkin Uygulama
Bu Tebliğin, “II. Özel Esaslar” bölümü, Katma Değer Vergisi Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddeleri uyarınca vergiden istisna olan işlemler ile aynı Kanunun geçici 17 nci maddesine istinaden tecil-terkin uygulanan işlemlerden ve 29/2 maddesine göre Bakanlar Kurulunca vergi oranı indirilen teslim ve hizmetlerden doğan katma değer vergisi iadeleri ve aynı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden teslim ve hizmet bedelleri üzerinden hesapladıkları vergilerden katma değer vergisi tevkifatı zorunluluğu getirilen ve bu nedenle iade hakkı doğan mükelleflerin özel esaslar kapsamına giren iade taleplerinde de uygulanır. Ancak bu iade taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesinde ilgili genel tebliğlerle yapılan düzenlemeler dikkate alınır.
3. Yürürlük
3.1. Bu Tebliğ hükümleri, henüz sonuçlanmamış veya incelemesi (YMM raporu dahil) devam eden iade taleplerine de uygulanmak üzere 1/12/2001 tarihinde yürürlüğe girer. Ancak Tebliğin (I/2.1.2.2.2./i.) bölümünde yer alan “80 milyar lira”, 1/3/2002 tarihine kadar yapılacak iade taleplerinde “40 milyar lira” olarak uygulanır.
3.2. Bu Tebliğin yayımından önce talep edilen iadelere ilişkin olarak bu Tebliğle yürürlükten kaldırılan tebliğlerde sayılan belgelerin ibraz edilmiş olması yeterlidir.

.
________________________________________
EK:1 KESİN TEMİNAT MEKTUBU ÖRNEĞİ



.../..../200.

..................Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri gereğince katma değer vergisi iadesinden yararlanacak olan; .................................................... .........adresinde yerleşik.............firmasına ödenecek,..../20.....dönemine ait, katma değer vergisi iadesine teminat oluşturan, bu teminat mektubu ile........TL.sını (.............Türk Lirasını) ödeme konusunda, bankamız borçlu ile birlikte müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla kefil ve sorumlu olduğunu, tarafınızdan bankamıza yazılı olarak bildirildiği takdirde, bankamızca veya mükellefçe hiçbir yasal yola gidilmeksizin protesto çekilmesine, hüküm alınmasına gerek kalmaksızın, yukarıda belirtilen meblağı ilk yazılı isteminiz üzerine, hemen ve geciktirilmeksizin, kayıtsız ve şartsız vergi dairenize veya vergi daireniz emrine nakden ve tamamen, istem anından ödeme anına kadar geçecek günler için gecikme zammı ile birlikte ödeyeceğimizi ve hakkımızda 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını bankamızın imza yetkilisi ve sorumlusu sıfatıyla ve banka nam ve hesabına yüklendiğimizi kabul, beyan ve taahhüt ederiz.
Tarih ve İki Yetkilinin İmzası
.............Bankası A.Ş.
.............Şubesi
NOT : Banka adına imza koyan yetkililerin adı, soyadı ve ünvanları banka kaşesi altında okunaklı olarak yer alacaktır.


Kaynak:
• Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 113) (05.12.2009 t. 27423 s. R.G.)
• Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 109) (11.04.2008 t. 26844 s. R.G.)
• Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No : 87) (18.06.2003 t. 25142 s. R.G.)
• Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No : 84) (23.11.2001 t. 24592 s. R.G.)